Arama sonuçları: 743 sonuç bulundu.

Bir kişinin kendi hayat şartına, yapısına, fıtratına göre yaşadığı imtihanı ağır görmesi kendisi açısından bir mesuliyet söz konusu olur mu? Belki yaşadığı imtihan bir başkasına göre sıradan, basit bir olaydır ama kendi yapısına göre değerlendirme yapınca da ağırdır. 
Hanefi mezhebindenim. Üstadımıza ittibaen ve bu zamanda seferilik şartlarının oluşup oluşmadığı konusundaki tereddütten dolayı namazı kısaltmıyordum. Ancak yurt içi bir kaçgünlük seyahatlerde muhafazakar arkadaşlarla ciddi sıkıntı oluyordu. Neden namazı kasretmiyorsun diyorlardı. Ben de Hanefi mezhebinde seferilik şartları oluşursa kısaltmak vaciptir. Ancak bu zamanda ulaşım şartları değiştiğinden...
1- Hasta olan biri yaz vaktindeki orucu tutamıyor ama kışın kaza edebilecekse fidye verecek mi, hastalığın süresi ne kadar olmalı, fidye düşdüğü kanati nasıl gelecek? 2- Fidye miktarı ne kadardır, nasıl hesaplanıyor, Diyanetin hesabı şart mı, bir insan günde 3 liraya da doyabilir mesela?
Sahabe olmakta neden görme şartı var. Dünya gözü ile imanlı bir şekilde Peygamberimizi (s.a.) görmek neden çok önemli ki öyle olanlar sahabe oluyor, görmeyenler olamıyor?
Peygamberlere inanmanın, imanın altı şartı içine girmesinin sebebi nedir?
1-Risale-i Nur'a talebe olmanın şartları nelerdir?  2-Talebe kalmanın yolları,sırları ve usülleri nelerdir?  
Sekerat vaktinde imanı muhafaza etmek ve kurtarmak için Risale-i Nurun yardımı olur mu? Yazı gibi talebelik şartlarında tembellik edenler için durum nasıldır?
"Bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur." (İşarat-ül İ'caz, 7) Bu cümleye istinaden sual etmek isterim ki, Risale-i Nur da bu neviden bir tefsir midir? Yani işaret, remiz, îma, telvih,...
Şahs-ı maneviyi maddi ve manevi anlamda nasıl misallendirebiliriz? Şahs-ı maneviye dahil olma şartları nedir? Şahs-ı manevinin meşveretle bir ilişkisi varmıdır. Şahs-ı manevi anlayışı ile bir ulul emre tâbi olmak anlayışı biri birisine zıt düşer mi?
Üstadımız  o zamanın şartlarının zorluğundan sakal bırakmamış. Fakat şu an üstadımızın talebelerinin genelinde sakal yok bunun hikmeti nedir? Bu durum sünneti zayıflatmıyor mu gibi sorulara ne cevap vermemiz gerekir? Şartlar artık ağır değil, bırakılabilir diyenlere ne diyeceğiz?