1- Hasta olan biri yaz vaktindeki orucu tutamıyor ama kışın kaza edebilecekse fidye verecek mi, hastalığın süresi ne kadar olmalı, fidye düşdüğü kanati nasıl gelecek?
2- Fidye miktarı ne kadardır, nasıl hesaplanıyor, Diyanetin hesabı şart mı, bir insan günde 3 liraya da doyabilir mesela?
İleride kaza edebilecekse fidye vermeyecektir. Fidye miktarı sabah akşam bir fakiri doyuracak kadar olan miktardır. Bunun hadd-i vasatı ne ise onu hesaplamak lazımdır. Bazen bir fakir az bir şeyle doyar. Bazıları ise daha iştahlı olup az bir şeyle doymayabilir. Diyanetin hesabı en azıdır. Bunun üzerinde olan bir miktar da verilebilir. Bu kişinin maddi durumuna ve tercihine bağlıdır.
Bu noktada Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihalindeki yeri aşağıya alıyoruz.
"Hastalık: Bir hasta canının helak olacağından veya aklının gitmesinden veya hastalığının artmasından veya uzamasından korkacak olursa, oruç tutmayabilir ve tutmuş olduğu orucu bozabilir. Sonradan iyileşince tutamadığı günleri kaza eder. İlerlemesinden korkulan göz ağrısı da böyledir; çünkü bu da bir hastalıktır.
Bununla beraber yalnızca bir kuruntuya bağlı korku yeterli değildir. Ya hastanın tecrübesinden veya görülen belirtilerden dolayı kendisince kuvvetli bir zan bulunmalıdır. Yahut uzman olan müslüman bir doktor tarafından haber verilmelidir.
Oruç tuttuğu takdirde, böyle hasta olacağı delilden doğan kuvvetli bir zanna veya yetkili müslüman bir doktorun haberine dayanan sağlam bir kimse de hasta hükmündedir.
Yine, ağır sıtma nöbetine tutulan kimse, henüz sıtma belirmeden orucunu bozacak olsa, bunda bir sakınca yoktur. Fakat gün aşırı sıtmaya tutulan kimse, belli günde sıtmanın geri dönmesi sebebiyle kendisini zayıf düşüreceğini düşünerek orucunu bozduğu halde, sıtma meydana çıkmamış olsa, kendisine keffaret gerekmez.
Yaş büyüklüğü: Kendisine şeyh-i fani denilen çok yaşlı ve güçsüz bir kimse oruç tutmayabilir.
Şeyh-i fani, o ihtiyar kimsedir ki, ölünceye kadar vücuduna zafiyet gelir ve tekrar kuvvet bulmadan ölür. Böyle bir kimse için her ramazan gününün orucuna karşılık bir fidye vermek gerekir. Bu fidye ramazanın başında verilebileceği gibi, sonra da verilebilir. Birçok fakire verilebileceği gibi, bir fakire de verilebilir. Bunun için otuz günün fidyesi, ibahe (yemek yedirmek) sureti ile de ödenebilir. Şöyle ki, her günün orucuna bedel fakire sabah-akşam doyacak kadar yemek yedirilmesi yeterli olur.
Kendisini şeyh-i fani sanıp fidye vermiş olan kimse, sonradan oruç tutmaya güç kazansa, fidyenin hükmü kalmaz. Oruç tutması ve geçmiş günleri kaza etmesi gerekir."(Büyük İslam İlmihali)