Arama sonuçları: 2867 sonuç bulundu.

Bir insan en evvel muhabbetini Allah’a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla Allah’ın sevdiği herşeyi sever. Ve mahlûkata taksim ettiği muhabbeti, Allah’a olan muhabbetini tenkis değil, tezyid eder.(mesnevi nuriye osmn.67) Mesnevi Nuriye’de bu paragrafta “en evvel muhabbetini Allah’a verirse” yani sebeplerden önce Allah’ı bilelim deniyor. Sebepleri görmeden, bilmeden onlara bir muhabbet oluşmadan ...
İlm-i ilahi ve levh-i mahfuzda insanın ruhu bedeni ağaçlar kainat vs. her şey maddi manevi vücutlu şekilde ve hayatlı bir şekilde var mıdır?
İnsanların irade oluşturma ve karar verme merkezleri olan kalpleri bir sayfa gibidir. Bu sayfaya düşen irade ve karar, insanların kendilerinden zannedilir. Hâlbuki bu işte insanlar sadece birer uçturlar. O ucu tutan bir kalem, kalemi tutan bir el ve elin ait olduğu bir zat vardır. Bu zat ise, eşya gibi kalplerde de tasarruf sahibi olan Allah’tır. Allah’ın istediği şeyler insanların kalplerine irad...
10. Hüccet-i imaniyenin mukaddemesinde geçen: "Ey insan kat‘iyen bil ki: Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, îmân-ı billâhtır. Ve insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makā-mı, îmân-ı billâh içindeki ma‘rifetullâhtır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı ni‘meti, o ma‘rifetullâh içindeki muhabbetullâhtır. Ve rûh-u beşer için en hâlis sürûr ve kalb-i insan i...
Ahir zaman insanı olarak imanı kaybetmekten yada kaybetmiş olmaktan çok korkuyorum ve bunu nasıl anlarım? İman kaybedilmiş ya da kaybedilmemiş olsa dahi nasıl geri kazanırız ve güçlendiririz? 
”Bizlerin günahlarımızdan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler ve şübheler, neûzübillâh mahall-i îmân olan bâtın-ı kalbimize ilişip îmânımızı zedeliyorlar ve îmânın tercümanı olan lisânın zevk-i rûhânîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.” Cümlesinde geçen "imanın zedelenmesi" tabirini açıklayabilir misiniz?
Doğru yerler doğru şekilde kazanılır. Biz imtihanı haksız acılarla yani çektiğimiz acılara sabrederek kazanmışsak, o imtihan ya da o imtihanı yapan bizim gönlümüzü nasıl kazanacak? Cennete çektigimiz acılardan dolayı kabul ediliyorsak, o cennet bizi hak edecek mi? Haksız acının doğru mükafatı olmaz, haksızlığı olur! Biz cenneti kazanmak için kendimizi haksızlığa kurban mı ediyoruz da bize uğradığ...
Her imtihan bir yarışmadır. Bu dünyada dahi bir bir imtihan vardır. Yarışmada amaç birinci olmaktır. Ama bu kainattaki yarışmada her hangi büyük bir evliya dahi en fazla 224000. olabiliyor kader olarak bir sürü peygamber bizi geçiyor o halde insan mutlak mağlup olacağı bu yarışı niçin kabul etmiştir?
"İnkâr edenler ve inkârcı olarak da ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların laneti hep onların üstünedir. Onlar bu lanet içinde ebedî olarak kalırlar. Onların azapları hafifletilmeyeceği gibi, kendilerine yeni bir mühlet de verilmez.” bu ayette bütün insanların lanet ettiği yazıyor. Peki bu ayet bütün kafirler için mi yoksa dini bilgileri saklayanlar için mi? Bu lanet nasıl...
Her insanın zaafları var. İnsanların bu zaaflarına yönelik her yönden çok kuvvetli saldırılar var. Bir insan, bu kadar saldırı karşısında iradesine nasıl hakim olabilir?