Arama sonuçları: 338 sonuç bulundu.

Cenabı Hakk'ın  efal, esma, sıfat ve şuunatının birbirleriyle münasebetlerini izah edermisiniz?
Üçüncü nokta şudur: O Zât-ı Zülcelâl’in iki vasf-ı kemâlden iki şer‘i tecellî. Vasf-ı irâdeden gelen meşîetle takdîrdir, o da şer‘-i tekvînî. Vasf-ı kelâmdan gelen şerîat-ı meşhûre. Teşrîî evâmire karşı itâat, isyannasıl olur, öyle de tekvînî evâmire itâat ve isyan olur. Birincisi gāliben dâr-ı uhrâda görür mücâzâtı, sevabı. İkincisi ağleben dâr-ı dünyâda çeker mükâfât ve ikābı. Meselâ nasıl, sabr...
İkindi ve sabah namazlarından sonra okuduğumuz Tercüman-ı İsm-i Azam duasının farklı nüshaları mı vardır? Hayrât Neşriyat dışındaki yayınevlerinin bastığı Büyük Cevşenlerde, "Sübhâneke Yâ Tâlibu Teâleyt, Yâ Matlûbu Ecirnâ Minennâr..." gibi bazı bölümler yok. Bunun sebebi; bu kısımları Üstad Hazretleri'nin, Hüsrev Efendi'ye hususi ekletmesi midir yoksa nüsha farklılıkları falan mı var? Aynı şekild...
Evlilik kaderi mutlak mıdır? Kaderi muallak mıdır? Eshab-ı Kiram’dan bir zatın Peygamberimize (s.a.v.):“Falan kadınla evlenmek istiyorum, dua buyurun” demesi üzerine: “Eğer sana, İsrafil, Mikail, Cebrail, ve Hamele-i Arş, (A.S.) dua etse, aralarında ben de bulunsam, gene sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin.” buyurmuştur. (Ramuz:357/9) 
Evet eğer abd hâlık-ı ef'ali bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyarı ref' olurdu. Çünki ilm-i usûl ve hikmette مَا لَمْ يَجِبْ لَمْ يُوجَدْ kaidesince mukarrerdir ki: "Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise; ma'lulü, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz. Bu pasajı detaylıca açıklar mısın...
Ahir zamanda gelecek olan mehdi bir mi olur yoksa değişik belde ve ülkelere göre farklı mı olur? Mesela bana göre mehdi falanca size göre başka olabilir mi?
Defalarca islam dininden çıkan bir insan sonunda ciddi ve bir daha çıkmamak kaydıyla İslam dinine dönse içten tevbe etse namazlarını kılsa, Nisa suresi 137. ayete göre affedilmez mi?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)  Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?
Bazı kimseler, namaz kılan birisi hakkında, "Falan da namaz kılıyor ama şöyle şöyle yakışıksız işler de yapıyor"  diyerek namaza soğuk bakıyorlar. Bunlara nasıl cevap vermeliyiz?
Ben her sabah kalktığımda iç çamaşırımda mezi lekeleri oluyor. Necaset olduğu için de her gün iç çamaşırımı değiştirmek ya da yıkamak zorunda kalıyorum. Yıkayıp giydiğim için de ıslaklık vücutla birleşince mantar oluyor. Bacak araları mahrem yerinde falan hep yüksek miktarda mantar oluşuyor. Tabi ben bundan dolayı zorluk yaşıyorum, her sabah iç çamaşırı değiştirmek de zor oluyor, haliyle çamaşır y...