Soru

İsm-i A'zam ve Tercümân-ı İsm-i A'zam Dualarındaki Farklılıkların Hikmeti

İkindi ve sabah namazlarından sonra okuduğumuz Tercüman-ı İsm-i Azam duasının farklı nüshaları mı vardır? Hayrat Neşriyat dışındaki yayınevlerinin bastığı Büyük Cevşenlerde, "Sübhâneke Yâ Tâlibu Teâleyt, Yâ Matlûbu Ecirnâ Minennâr..." gibi bazı bölümler yok. Bunun sebebi; bu kısımları Üstad Hazretleri'nin, Hüsrev Efendi'ye hususi ekletmesi midir yoksa nüsha farklılıkları falan mı var? Aynı şekilde İsm'i A'zam duasında da fazladan Hayrat Büyük Cevşen'de olan Esma'lar var. Sebeplerini merak ediyorum.

Tarih: 15.11.2024 19:58:13

Cevap

DUA-YI İSM-İ ÂZAM

Dua-yı İsmi Âzam’da bahsettiğiniz gibi bir farklılık mevcuttur. Zira baştan “ Ya Fettahu Ya Allah” ifadesi -dahil olmak üzere- Mecmuat’ul Âhzab’da geçmektedir.

Hayrat Neşriyat’ın yayınladığı cevşenlerde ve dua kitaplarında bulunan ve devamı niteliğinde olan “Ya Alîm Ya Allah” ifadesinden sonuna kadar yani “Ya Muhsinu Ya Allah” ifadesine kadar Hüsrev Efendi Hazretlerinin bu duaya ilavesidir.

Bu dua hakkında Gümüşhanevi Hazretleri Mecmuat’ul Ahzab kitabında şöyle demiştir;

“Rivayetlere göre bir gün Sevgili Peygamberimiz ashabıyla otururken Cebrâil (as) geldi. “Allah’ın selamı üzerine olsun, Allah'ın sana selâmı vardır Şu duâvı sana ve ümmetine armağan eylemiştir. Kim ki bu duayı okur veya ezberlerse kumlar adedince günahları olsa aff-ı mağfiret olacaktır." Bunun faziletleri bir çokı müjdeler vardır. Bu dua ihmal edilecek dua değildir. Her zaman okunmalıdır. Bunun faydası hem dünyada hem de ahirette görülecektir. Çünkü bu dua bizzat Hazreti Allah tarafından bildirilmiş, okunması tavsiye edilmiştir. Peygamberimiz ve Ashab’ı Kiram bu duâya İhlâsla sarılmışlardır.”[1]

DUA-YI TERCÜMAN-I İSM-İ ÂZAM

Bu duada ise baştan “Sûbhaneke Ya Deyyan Teâleyte Ya Sultan” ifadesi -dahil olmak üzere- Mecmuat’ul Âhzab’da geçmektedir. Ayrıca bahsettiğimiz pasajda bulunan ifadeler Hayrat Neşriyat’ın basımlarında Sultân ifadesi ile Mecmuat’ul Âhzab’da ise “Burhan” kelimesi ile geçmektedir.

Devamında “Sûbhaneke Ya Hannân Teâleyte Ya Mennân” dan başlayarak “Sûbhaneke Ya Ferd Teâleyte Ya Kudûs” dahil olmak üzere Bediüzzaman Hazretleri'nin ilavesidir.

Devamında "Sûbhaneke Ya Tâlib Teâleyte Ya Matlûb” dan başlayarak “Sûbhaneke Ya Müncî Teâleyte Ya Muhsin” ifadesi dahil olmak üzere Hüsrev Efendi Üstadımız'ın ilavesidir.


[1] Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî, Mecmuât’ul Ahzâb, İstanbul 1992, s. 486


Yorum Yap

Yorumlar