Kainata baktığımızda görerek bilerek yapılan icraatleri görüyoruz ve bunların Allah'ın varlığını ,kudreti ve ilmini gerektirdiği muhakkak... Ancak bu işleri yapan zatın ilim ve kudretinin sonsuz olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Şehitlerle ilgili bir büyüğüme soru sordum. "Onlar ölmüyor normalde hayattalar ama biz göremiyoruz" "gerçektende de öyle midir" diye soru sordum. Vesvese olmasın diye ama "haşa ayete inan mıyor musun" dedi. Ben de hayır inanıyorum tabiki dedim ama içimi bir korku kapladı. Acaba imanıma bir şey olmuş mudur? Böyle sorgulamak bilgi için imanımıza zarar verir mi?
İnsanlar boş kaldıkları veya inhirafa düştükleri zaman neler yapmalı? Sosyal hayatta karşılaşılan sıkıntı ve streslerin nasıl üstesinden gelinebilir? Üstad bu konu hakkında neler söylüyor?
17. sözün ana fikri nedir?
24. Söz'ün 3. dalında, Resul-ü Ekrem (asm)'ın hadislerinde geçen ve o devir insanlarınca bilinen bazı
kıssa ve hikâyelerin irşad maksadıyla kullanıldığı ve o kıssalarda
bulunan kusurların o zamanki insanların anlayışından kaynaklandığı izah ediliyor. Buna dair bir iki misal verebilir misiniz?
"otuzuncu sözün mahkeme baş katibini nasıl tehdid ettiğini, hatırasını tamamiyle gözümün önüne getirdim." Hulusi ağabeyin burada bahsettiği tehdid nedir?
Dokuzuncu lemada gecen "şu ayine güneşin hem zarfı hem mevsufudur" derken oradaki zarf nasıl açıklanabilir
Gençlik rehberinde geçen "ve öyle gençler ekseriyetle su istimal ile israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastanelere" ifadesinde geçen israfat ile evhamlı hastalıktan kasıt nedir?
Üstat Hazretleri 7.Şuanın hapse girmeye sebep olduğunu ve aynı zamanada necata da sebeb olduğunu söylüyor. Bu hapis Denizli hapsi mi? Eğer cevap evetse bildiğim kadarıyla Ayet-el Kübra 1938 de Kastamonu'da telif edilmiş. Fakat Denizli hapsi 1943 lerde. Nasıl olur da 38 de telif edilsin de 43 te hapse sebep olsun? Yaklaşık 5 senelik bu farkı nasıl anlamalıyız?
9. Şua'da : haşre ve ahirete dair 'bir mukaddime' ve 'dokuz makamdır'. denmiş. 'dokuz makam' telif edilmiş midir?