Arama sonuçları: 158 sonuç bulundu.

"Evet, nasıl ki hüsün elbette bir âşık ister. Taam ise aç olana verilir." 29.sözde geçen bu ifadeyi konuyla bağlayamadık halbuki üstad kainattaki bu tezyinatın, mehasinin ve kemalatın enzarı için meleklerin insanların ve cinlerin gerekliliğinden bahsederken yukarıdaki cümlede sanki bizim enzarımız için de kainatın varlığı gerekli görülmüş gibi bir mana çıkıyor. 
Tebliğ ulaşmayan insanların varlığının hikmeti nedir? Mesela dünyayı imar için mi yaratılmışlar?
Tevhid ve mertebelerini izah eder misiniz?
"Halbuki mes’elemiz olan ubûdiyet yolu zararsız olmakla beraber -ondan dokuz ihtimâl ile- bir saadet-i ebediye hazinesi vardır. Fısk ve sefâhet yolu ise, -hattâ fâsıkın i‘tirâfıyla dahi- menfaatsiz olduğu halde, -ondan dokuz ihtimâl ile- şekāvet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ‘ ve tevâtür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisâsın ve müşâhedenin şehâdetiyle sâbittir. Ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbârâtıy...
Uluhiyet ve Rububiyet kavramları arasında bir fark var mıdır? Varsa nedir?
Allah'ın rahmetinden ümit kesmek doğru mudur? Eğer doğru değilse bu umumi bir kaide midir? Yani her iş için, her dua için geçerli midir? Herhangi bir işte ümitsizlik, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek midir? 
"Hem zeval ve fenâya maruz bütün güzel mahlûkatın arkasında bir cemâl-i münezzeh ve hüsn-ü mukaddes ihsas eden bir nakış ve tahsin ve san’at ve tezyin ve ihsan ve tenvir-i daimîyi görür." cümlesini izah eder misiniz?
Lemaatda geçen "vicdan cezbesi ile Allah'ı tanır" başlıklı paragrafı izah eder misiniz?
İnsanın vicdanındaki cezbeyi harekete geçiren, Allah'ın kainat üzerinde tesirini gösteren perdeli kemal ve cemaline örnekler verebilir misiniz?
“Ve vücud-u haricî gibi, o vücud-u ilmî dahi, hayat-ı umumiyenin mânevî bir cilvesine mazhardır ki, mukadderât-ı hayatiye, o mânidar ve canlı elvâh-ı kaderiyeden alınır” Açıklar mısınız ?