Yeni bir medâr-ı keramet ve inâyet ve sürur olan mektubunuzu aldım. Ve Risaletü’n-Nur’a ait bir ikram ve inâyet-i İlâhiyeyi gösterdi. Şöyle ki: Bundan dört beş gün evvel, şiddetli bir taharriyle menzilim teftiş edildi. Her tarafa baktıkları halde, hıfz-ı İlâhîyle, bizi mahzun edecek bir şey bulamadılar. Yalnız İktisat, Hastalar, İstiâze gibi altı yedi risaleyi zararsız buldular. Sonra da Hüsrev’...
Hüsrev'in bakanlara yazdığı istida, pek mükemmel bir vesika-i tarihiye hükmündedir. (Emirdağ Lahikası-2 ( 39 ) Bu istida elinizde var mı acaba?
Üstadımızın Risale-i Nurda, Hüsrev'in sisteminde veya Hafız Alinin sisteminde vs. gibi ifadelerinden maksat nedir. Bunları nasıl anlamamız lazım?
Sikke-i Tasdik Hizmet mektupları sayfa 178 de geçen “İmamı Ali kerremallahu vechehu keremetkarane ve takdirkarane üç ihbarıyla…” denilen yerde bahsedilen 3 ihbar nedir?
"Üstâdım Kur’ân-ı Hakîm’e hizmet noktasında, meşreben Hazret-i Osmân-ı Zinnûreyn’in arkasından gidip, Hazret-i Mevlânâ gibi, Risâle-i Nûr eczâlarıyla -bütün kuvvetiyle- sünnet-i seniyenin ihyâsına çalıştı."
Sikke-i Tasdik-i Gaybi adlı eserin 10. Sahifesinde geçen yukarıdaki yeri izah eder misiniz? Hz.Osman (ra) ile Üstadın ne gibi ilişkisi var?
Risale-i Nur’da değişik yerlerde geçen İbni Kayyım el-Cevziyye kimdir?
21. Lemada geçen "Samimî ihlâsı kıran adam, bu hılletin en yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var; ortada tutunacak yer bulamaz." Cümlesindeki ihlasın kırılması ve neticesinde de derin bir çukura düşmek ne demektir?
- İhlas risalesinde “ istemeyen bir arkadaşınızla yaptırması. Üstad hazretleri burada ne kast ediyor anlayamadım. İstemeyen derken nefsimiz istemediği bir arkadaşı mı kast ediyor, Anlatmak istemeyen bir arkadaşı mı kast ediyor yoksa başkaca bir şey mi? Ayrıca kimi kast ediyorsa neden istemediği mühim değil midir acaba. Belki kendisini yetersiz görüyordur. Bu durumda ne yapmak gerekir?
Azîz, gayretli, ciddî, hakîkatli, hâlis, dirâyetli kardeşim, Bizim gibi hakîkat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve mekân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni‘ teşkîl etmez. Biri şarkta, biri garbda; biri mâzîde, biri müstakbelde; biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler. Ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazîfede bulunanlar, birbirinin aynı hük...
"Eğer insan ainedarlığını yaptığı esma-i ilahiyeyi bilmez, okuyamaz, bihaber yaşar ise, yani kendini okuyamaz ise, hayvan ya da cansız hükmünde insan olmak, yani adı insan ama hükmen hayvan ve camid hükmünde olmak ihtimali var." Bilmana Risale-i Nur'da geçen bu manaları nasıl anlamalıyız?
Nasıl o esmayı okuyamayan insanı hayvan hükmünde kabul edeceğiz? Bu ne demektir?