İbni Kayyim el-Cevziyye İbni Teymiye’nin talebelerinden olup vehhabilerin hocalarındandır. “7 Safer 691 (29 Ocak 1292) tarihinde muhtemelen Dımaşk’ta doğdu. Babası Ebû Bekir, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin oğlu Ebû Muhammed Muhyiddin Yûsuf tarafından Dımaşk’ta yaptırılmış olan Cevziyye Medresesi’nin kayyimi olduğu için kendisi İbn Kayyim el-Cevziyye diye tanınmış, ataları aslen Dımaşk’ın güneyinde Havran’a bağlı bugün Ezra adıyla bilinen Zür ‘dan geldiği için de Züraî (Zür‘î) nisbesiyle anılmıştır. İbn Kayyim ’in kardeşi Abdurrahman ağabeyi kadar ünlü olmamakla birlikte o da İbn Kayyim el-Cevziyye diye tanınmaktadır.
Literatürde kısaca İbnü’l-Kayyim diye de anılan İbn Kayyim el-Cevziyye, Hanbelî mezhebinde İbn Kayyim ez-Ziyâiyye diye meşhur olan Ebû Muhammed Takıyyüddin Abdullah b. Muhammed es-Sâlihî el-Makdisî el-Attâr (ö. 761/1360) ve Mısır’da vakıflarla ilgilendiği ve vezirlik yaptığı belirtilen Şâfiî âlimi İbn Kayyim el-Mısrî ile (ö. 710/1310) zaman zaman karıştırılmıştır; aynı şekilde Hanbelî âlimi Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî ile karıştırıldığı da görülmektedir. Nitekim İbnü’l-Cevzî’nin Ṣıfatü’ṣ-ṣafve, Aḥbârü’n-nisâʾ ve Defʿu Şübheti’t-teşbîh bi-eküffi’t-tenzîh adlı eserleri İbn Kayyim el-Cevziyye ’ye ait gösterilmiş, hatta son ikisi onun adıyla neşredilmiştir.”[1]
Risâle-i Nur’da Vehhâbîlerin bahsinde Hz. Üstad’ın şöyle bahsetmektedir:
“Vehhâbîlerin azîm imamlarından ve acîb dehâları taşıyan meşhur İbn-i Teymiye ve İbn-i Kayyimi’l-Cevziyye gibi zâtlar, Muhyiddîn-i Arab (ks) gibi azîm evliyâya karşı fazla hücum ettikleri ve güya mezheb-i Ehl-i Sünneti “Şîalara karşı Hazret-i Ebû Bekir’in (ra) Hazret-i Alî’den (ra) efdaliyetini müdâfaa ediyorum” diyerek, Hazret-i Alî’nin (ra) kıymetini çok düşürüyorlar, hârika fazîletlerini âdîleştiriyorlar.”[2]
Ayrıca Emirdağ Lâhikasında İstanbul’da bazı hocaların İbni Kayyim El-Cevziyye’nin fikirlerinden etkilendiklerinden zikir ile şöyle bahsetmektedir:
“Şimdi Haremeyn-i Şerîfeyne hükmeden Vehhâbîler ve meşhur, dehşetli dâhîlerden İbnü't-Teymiye ve İbnü'l-Kayyim-i Cevziyye'nin pek acîb ve cazibedar eserleri İstanbul'da çoktan beri hocaların eline geçmesiyle, hususan evliyalar aleyhinde ve bir derece bid'alara müsaadekâr meşreplerini kendilerine perde yapmak isteyen, bid'alara bulaşmış bir kısım hocalar, sizin, muhabbet-i Âl-i Beytten gelen ve şimdi izharı lâzım olmayan içtihadınızı vesile ederek hem sana, hem Nur şakirtlerine darbe vurabilirler.” [3]
[1] TDV, İbn Kayyim el-Cevziyye, XX, 109-110
[2] Mektubat-1, Hayrât Neşriyat, s. 244
[3] Emirdağ Lâhikası-2, Hayrât Neşriyat, s. 435