Bediüzzaman Hazretleri vefat ettikten sonra yerine bıraktığı Hüsrev Efendi'ye kimler yardımcı olup yanında yer almışlardır?
"Bundan sonraki kısım bütün ömrümde görmediğim dehşetli ve semli bir hastalık içinde yazılmıştır. Kusuratıma nazar-ı müsamaha ile bakılsın. Hüsrev münasib görmediği kısmı ta'dil, tebdil, ıslah edebilir." Burada Üstadımızın Hüsrev Efendi'ye verdiği ta'dil ve tebdil etme izni sadece Risale-i Nur'un bu kısmı için mi geçerlidir, yoksa Risale-i Nur'un geneli için geçerlidir?
Bazı büyük Nur Talebeleri'nin, Üstad Bediüzzaman'ın vefatından sonra kendi yerine bıraktığı Hüsrev Efendi'yle birlikte hareket etmemelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Yine, Lahika mektublarında, "vekil, varis, rükün" gibi ifadelerle yer alan bazı kimselerin Husrev Efendi aleyhindeki tutumlarını delil olarak gösterenlere nasıl cevap verilebilir?
Hüsrev'in bakanlara yazdığı istida, pek mükemmel bir vesika-i tarihiye hükmündedir. (Emirdağ Lahikası-2 ( 39 ) Bu istida elinizde var mı acaba?
“Hususan dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmiş ise, bütün bütün gāsıbâne, hırsızcasına ni‘met-i İlâhiyeyi hayvan gibi yutar.” Burada asıl anlatılmak istenen nedir? Sadece servet sahipleri mi hayvan gibi yaşar ? Servet sahiplerinden hususan bahsedilmesinin sebebi nedir ve iktidar sahibi olmak kötü bir şey midir.? Tehlike sadece zenginlikte veya mevki-makam sahibi olmakta ...
Son bir senedir kalbimde Allah'a ve dinime karşı huşusuzluk var. O kadar anlatılan şeylere rağmen bu sıkıntıdan kurtulamıyorum. Bunların şeytandan ve nefisten olduğunu biliyorum. Allah'ın izniyle yardımcı olmanızı bekliyorum.
Acaba Bediuzzaman Said Nursi Hazretlerinin yazmış olduğu Hutbe-i Şamiyeyi özetleyebilir misiniz ? İki dehşetli hal ve 6 hastalık nelerdir? Bu hastalıkların devaları ve reçeteleri nedir? İzah eder misiniz?
"Meselâ: Bazı gafiller, hutbe gibi bazı şeair-i İslâmiyeyi, Arabîden çıkarıp her milletin lisanıyla söylemeyi, iki sebeb için istihsan ediyorlar:" (27. Söz) Peygamber efendimiz (s.a.v) günümüze hutbeler nasıldı. 2) Osmanlı döneminde hutbeler arapça mıydı. Halifelik kaldırıncamı günümüzde okunan Türkçe kısmı mı eklendi. 3) Üstadımızın burda bahs ettiği hutbenin arapça kısmı günümüzde okunan arapça ...
Derken şeytan ona vesvese verdi: “Ey Âdem! Sana ölümsüzlük ağacına ve yok olmayacak bir mülk üzerine rehberlik edeyim mi?” dedi. Bir peygamber Allah'ın yok etmeyeceğini bilmez mi?
Âyetü'l-Kübra risalesini okunurken, art niyetli olduğunu düşünmediğim bir arkadaşım “Bediüzzaman, Celcelutiye'de geçen Âyetü'l-Kübra ve Asa-yı Musa gibi isimleri, önceden okuyup da sonradan kitapların ismini koyup basmış olamaz mı?” mealinde bir soru sordu. Bu arkadaşımıza nasıl cevap verebiliriz? Bu konuyu izah eder misiniz?