Arama sonuçları: 254 sonuç bulundu.

Bakara suresinde "...onları korkutsan da korkutmasan da birdir, iman etmezler. Allah onların kalplerine ve kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinde ise perde bulunur.(Bakara, 2/6-7) buyruluyor. İman ve hidayet kapısının her daim açık olduğunu malumatıyla yukarıdaki ifadeleri nasıl anlamak gerekir.
Bakara 10 da münafıkların kalplerinde şüphe hastalığı olduğundan bahsediliyor... Bu hastalık yaratılıştan mı onlarda vardır, yoksa onlar mı kendilerini hasta etmişlerdir? Onlar kendilerini hasta etmişlerse bu süreç nasıl olmuştur? Eğer sonradan kendileri kalplerini hasta etmiştir dersek, henüz ortada İslam yoktu ki onlar bunu kabul etmeyerek kendilerini hasta etsinler?
4.Sözden geçen "Halbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır." Burada ruh , kalb ve akıl nasıl bir rahtlığa ulaşıyor?
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...
Gözler ile kulakların hakim olduğu bu asırda: Gözler akıllara, kulaklar kalplere perde olmuş.Sadece seyrediyor, yanlızca işitiyoruz. Gözün akla muhtaç, sözün kalbe müştak olduğunu nasıl idrak edeceğiz? 
Kuran tefsiri dinliyordum. Hoca diyorki Allah tekvini ayetleri birer işaret olarak ilahi kudrete işaret ettiğini görmemizi ister. Eğer işaretler kul tarafından görülmezse, kul, kalp gözü körlüğüyle suçlanır, iman mahrumiyetidir gibi şeyler söylüyor hoca... Ben tekvini ayetlere bakarak Allahın  kudretini göremiyorum. Allah korusun bu imansızlık mı oluyor, daha önemlisi kalp mührü mü oluyor? 
"Ben dediğimizde kimi yada neyi kast ediyoruz? Ruh mu? Akıl mı? Nefis mi? Kalp mi? Yada ne?
Birinci Söz'deki, "Biz dahi başta ona başlarız" ve İhlas Risalesi'ndeki, "kalp ruhun ayıbını görmez" cümlelerini açıklar mısınız?
İnsanların irade oluşturma ve karar verme merkezleri olan kalpleri bir sayfa gibidir. Bu sayfaya düşen irade ve karar, insanların kendilerinden zannedilir. Hâlbuki bu işte insanlar sadece birer uçturlar. O ucu tutan bir kalem, kalemi tutan bir el ve elin ait olduğu bir zat vardır. Bu zat ise, eşya gibi kalplerde de tasarruf sahibi olan Allah’tır. Allah’ın istediği şeyler insanların kalplerine irad...
İman kalptedir deniliyor. Kalpten kasıt cismani kalp mi, yoksa ruhun kalbi mi? Cismani kalp ile ruh arasındaki bağlantı nedir?