Risale-i Nur'da geçen bu cümlede, cennet için çekirdek ve cehennem için tohum kelimelerinin kullanımını nasıl anlamalıyız?
Üstad Hazretleri, Kur'an Hizmeti ve İman Hizmeti tabirlerini bir ayrıma giderek Risale-i Nur'da bir arada (bazen aynı cümlede) beraber ifade etmektedir. Aralarında ne gibi farklar veya benzerlikler vardır?
"İman, yalnız icmâlî ve taklîdî bir tasdîke münhasır değildir. Bir çekirdekten tut, tâ büyük bir hurmâ ağacına kadar; ve eldeki aynada görünen misâlî güneşten tut, tâ deniz yüzündeki aksine kadar, tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişâfları olduğu gibi;'' bu kısmı izah eder misiniz?
"Evet, günah kalbe işleyip, kalbi siyahlandıra siyahlandıra, tâ nûr-u îmânı kalbden çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırıyor.” Cümlesinde geçen "nur-u imanın kalpten çıkması" tabirini izah edebilir misiniz?
İmandan sonra en mühim esas namaz ise, Kastamonu Lahikasında geçen “ Kur’an-ı Hakîm’in nazarında imandan sonra en ziyade esas tutulan takva ve amel-i salih esaslarını düşündüm” cümlesini nasıl anlamalıyız? Bu cümleye göre imandan sonra en mühim esas haramlardan ve yasaklardan kaçınmak, yani takvadır anlamı çıkar mı?
İmanın şubelerini de kuvvetlendirmek için hangi risaleleri tavsiye edersiniz?
Ahir zaman insanı olarak imanı kaybetmekten yada kaybetmiş olmaktan çok korkuyorum ve bunu nasıl anlarım? İman kaybedilmiş ya da kaybedilmemiş olsa dahi nasıl geri kazanırız ve güçlendiririz?
İman-ı tahkikinin kuvvetini nasıl kazanabiliriz ve nasıl tefekkür edebiliriz?
Risale-i Nur'da geçen "İmanı zayıf ve enâniyeti kavî bir kısım da inkâra kadar gitmişler." cümlesinde, enâniyyeti kavî kimseler nasıl hadisi inkâr edebilir? İzah eder misiniz?
”Bizlerin günahlarımızdan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler ve şübheler, neûzübillâh mahall-i îmân olan bâtın-ı kalbimize ilişip îmânımızı zedeliyorlar ve îmânın tercümanı olan lisânın zevk-i rûhânîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.” Cümlesinde geçen "imanın zedelenmesi" tabirini açıklayabilir misiniz?