Üstad Bediüzzaman Hazretleri, mükerrer yerlerde Risaleler için, Kuran'dan ilhamen kendisine yazdırıldığını, kaynağının başka dini veya fenni kitaplar olmadığını söylüyor. Fakat okurken, bazen meşhur İslam alimlerinden yaptığı nakillerle, bazen de fen bilimlerinden getirdiği izahlarla karşılaşıyoruz. Bu durumda nasıl Kur'an'dan mülhem olmuş oluyor?
Risale-i nurun şahsı maneviyesi ne demektir?
Risale-i Nur'un şahs-ı manevisine dahil olmanın ne gibi kazançları vardır?
17. Söz'ün Zeyli'nin giriş kısmında geçen "Cenâb-ı Hakk’a vâsıl olacak tarîkler pek çoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bazısı bazısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarîkler içinde kāsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkîdir." cümlesini izah eder misiniz?
Risale-i Nurun vazifesi nedir?
Bediüzzaman Hazretleri hangi eserlerinin Latin harfleriyle basılmasına, ne zaman, niçin izin vermiştir? Sonradan Latince baskının durdurulmasını emrettiği doğru mu?
Risalelerin bir okuma sırası var mıdır?
Risale-i nurda istişare nasıl geçiyor?
Risalei Nur Talebesi olmak için yazı yazmak dışında tesbihatı da yapmak zorundamıyız?
Risale-i Nur, sair kitablara muhalif olarak başta perdeli gidiyor; gittikçe inkişaf eder. Üstadın başta perdeli gidiyor demesi tam olarak nedir acaba?