Risalei Nur Talebesi olmak için yazı yazmak dışında tesbihatı da yapmak zorundamıyız?
Bazen gazetelerde burçlar çıkıyor, bunlar gerçek mi? Risalede burçlardan bahsediliyor mu?
Risalelerin yanına veya altına mananın daha iyi anlaşılması için kısa lügat koymak noktasında karşı çıkıp itiraz edenler oluyor. Bu konuyu biraz izah eder misiniz?
Üstad bazı yerlerde bana yazdırıldı diyor. O kelimeden ne anlamalıyız. Çünkü bazıları (haşa) üstad kendini peygamber sanıyor diyorlar:
Kur’ân’ın Âyetü'l-Kübrâsı’nın iki tefsiri olan iki Âyetü’l-Kübrâ risalelerinde hadiste belirtilen bir saat tefekkür var mıdır?
Varsa nasıldır?
Risaledeki yazılar, bilgiler başka kitaplarda yok. Ama eski kelimeler lugatlar çok olduğu için anlamakta büyük zorluk çekiyorum. Ne önerirsiniz?
28. Lem'anın başında Hz. Ali'nin İslam harfleri hakkında bir sözü alınıp gerisi Sikke-i Tasdik kitabına havale edilmiş. Bu konuda Hz. Ali neler diyor? Risaleleri islam (Kur'an) harfleriyle okumanın ehemmiyetini açıklar mısınız?
Yazı mektubunda Bediüzzaman Hazretleri, yazıdaki beş nevi ibadeti ifade ederken kalemle ilmi tahsil ve tefekkür ibadetlerini de sayıyor. Halbuki yazarken gereği gibi okuyamadığımızdan bu iki ibadet ciheti olmuyor gibi...Acaba bu iki ibadeti kazanmak için hangi metodları kullanabiliriz?
"İkinci yol, îmân-ı bilgayb cihetinde, sırr-ı vahyin feyziyle, burhânî ve Kur’ânî bir tarzda, akıl ve kalbin imtizâcıyla, hakkalyakîn derecesinde bir kuvvet ile, zarûret ve bedâhet derecesine gelen bir ilmelyakîn ile hakāik-i îmâniyeyi tasdîk etmektir. Bu ikinci yol, Risâle-i Nûr’un esası, mayası, temeli, ruhu, hakîkati olduğunu hâs talebeleri görüyorlar. Başkaları da insafla baksalar, Risâle-i Nû...
İnsanlara imani hakikatleri tebliğ etmekten korkan veya riya olur düşüncesiyle çekinen birisi bu halden nasıl kurtulabilir? Her ortamda iman hakikatlerini (mesela seyahatte yanımıza oturan birsine veya arkadaş ortamlarında) anlatma sorumluluğumuz var mıdır? Tebliğ konusunda bilgi verir misiniz?