Birisi bana, tüm Müslümanlar oruç tutmak zorumdaymış. Biz neden tutmuyoruz diye bir soru sordu. Benim de ağzımdan Müslümanlar oruç tutmak zorunda değil diye bir söz çıktı. Ben şimdi istemeden şirk mi koşmuş oldum?
"Şüphesiz ahirzamanın azgınları o âlimlerdir ki ağızlarını tatlandırdılar. Sonra hevalarına tabi olmaya yöneldiler. İlmi sevap isteyerek okumadılar. Ancak dünyada kolaylık için okudular. Onları mal ile genişlemiş ve karınlarını haram ile doldurmuş görürsün. Bu yüzden (onlar yüzünden) insanları zillette bulursun. Zira alimin kayması bin kaymaya bedeldir. Alimin musibeti ilmiyle amel etmediği zamand...
Halktan bazıları Kuran-ı Kerim'i reddediyor ve bizden ilmi kanıtlar istiyorlar. Kuran-ı Kerim'in içinde bulunan fizik, kimya, biyoloji, jeoloji ve başka bilim dalları ile ilgili mucizeler nelerdir?
Kur'an-ı Kerim neden Arapça olarak okunmalıdır? Namaz ve namazın tesbihatı gibi ibadetler neden Arapça yapılmalıdır? Anlamadan okumak yerine meali okumak mı daha faziletlidir? Arapçanın ne gibi hususiyetleri Cenab-ı Hakkın bu dili murad etmesine vesile olmuş olabilir? Mümkünse teferruatlı makale olarak cevap verir misiniz?
Risale-i Nur'da geçen; 'Kur'an Nedir Tarifi Nasıldır?' kısmına verilen cevabı madde madde izah edebilir misiniz?
Kur’an-ı Kerim okumak ve hatim yapmak konusunda Üstad Bediüzzaman’ın şevklendirici sözleri ve kuran okumanın hikmet yönünü gösteren beyanatları var mıdır? Allah razı olsun.
Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātı...
"Hem insan hodgâmlık ve zâhirperestliğiyle beraber, her şeyi kendine bakan yüzüyle muhâkeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edeb zanneder. Meselâ âlet-i tenâsül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa hilkate, san‘ata ve gāyât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa, ayn-ı edebdir. Ha...
"Ne yaş ne de kuru (hiçbir şey) yoktur ki, apaçık bir Kitab’da (Kur’ân’da) bulunmasın!" ayetini ve İbn-i Abbas'ın, "Vallahi devemin yularını kaybetsem onu bile Kuran'da bulacağımı umuyorum" sözünü nasıl anlamalıyız? Kur'an'da gerçekten herşey var mı?