Soru

Maneviyatı Hissedememek

İbadetlerimi yaptığım halde zihnen düşünsemde tefekkür etsem de kalben hissedemiyorum. Şeytan da vesvese veriyor dini konularda. Maneviyatımı hissedemiyorum. Bu yüzden "sen iyi müslüman değilsin, maneviyatını da kaybettin, imansız öleceksin" diye vesveseler veriyor ne yapmam gerekli?

Tarih: 15.12.2022 01:05:23
Okunma: 754

Cevap

Çok açık ve net olarak görülüyor ki bu düşünceler birer vesvesedir. Müslümana düşen bir görev de şeytandan gelen bu vesveselere kulak vermemektir. Bundan kasıt ilim ve irfan ile bunlardan kurtulabilirsiniz.

(İmkan-ı zati meselesini okumanızı tavsiye ederiz. https://risale.online/soru-cevap/imkani-zati-imkani-akliyi-ogrenmek https://risale.online/soru-cevap/imkani-zati-ve-imkani-zihni)

Üstelik bu düşüncelerin dayanağı nedir ki? Koca bir hiç. Fakat şeytan sanki kişinin imanı zedelenmiş ve cehennemlik olmuş gibi kişiyi ümitsizliğe sevk eder. Mümin kişi de bu vesveseden üzülüp derd ve kedere düşüp yeise kapıldığında zaten şeytanın tuzağına düşmüş olur. Zaten şeytanın da istediği bu değil mi?

De ki: “Ey nefisleri aleyhine (günah işlemekle ömürlerini) isrâf eden kullarım!(Günahlara bulaştık diye) Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin! Şübhesiz ki Allah, bütün günahları bağışlar!” Doğrusu, Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (kullarına çok merhamet eden)ancak O'dur.(Zümer 53)

Allah’ın rahmeti bu kadar geniş iken kişinin ümitsizliğe düşmesi şaşılacak şeydir. Allah hiçbir kuluna zulmetmez. Mümin Allah’ın rahmetinden ümit kesemez.

İbadetlerden zevk alamamak ibadeti yapmamaya engel midir? Zaten önemli olan da zevk alamadan da ibadet yapmanız değil midir? Bunca yıldır sırf zevk aldığınız için mi ibadet yapıyordunuz? İbadetin tadı gidince artık ibadeti bırakmanız mı gerekiyor.? Hayır asla asıl sadakat zevek ve lezzet almasanızda şükre ve hamde devam etmelisiniz.

Bazen ibadetlerden zevk alamamak da imtihanın bir parçasıdır. Eski zevk ve heyecanlar insanda kaybolur. Bu sizin için atlanılması gereken bir mertebe gibi duruyor. Çünkü birçok insan belli bir müddet ibadetlerden zevk alamadığını dile getiriyor. Tüm bunlara rağmen ibadetine devam edenler bir müddet sonra üst bir makama geçerek eski lezzetlerden daha yüksek manevi feyizlere ulaşabilir.

Düşünün ki anneniz size çok leziz yemekler tatlılar yedirdi. Ve siz her seferinde de bunları büyük bir zevkle yediniz. Fakat bir gün anneniz sizin bir hastalığınız için o lezzetli yemeklerin yerine size acı ilaçlar içirmeye başlasa siz onun bu ikramını geri mi çevireceksiniz. Demek siz yıllarca annenizin ikramı olduğu için değil sırf yemekler lezzetli olduğu için onun ikramlarını kabul etmiş olduğunuz sonucunu doğurur. Halbu gerçek sevgi acı da olsa annenin verdiği o ilaçları tatlı şerbetler gibi içmektir. Aynen öyle de Allah’ın bize verdiği ibadet nimetinin lezzetini Allah için yapmakta arayalım. Namzadan zevk alamazsak bile sırf onun emrine itaatten dolayı zevk almayı bilelim.

Düşünün ki bir padişah her gün insanları sarayına yemek yemeye davet ediyor. Yemek için saraya gidenler yemeğin lezzetine o kadar çok dalmışlar ki artık padişahın güzelliğini azametini göremez olmuşlardır. Çünkü sofradaki muhteşem yemeklerden kendilerini alıkoyamıyorlarmış. Bazıları da yemekten ziyade sadece padişahı görmek için o saraya gidiyorlarmış. Yemek onlar için bir bahane imiş. Bir gün padişahın sarayına gidenlere padişah bu sefer kuru ekmek ikram etmiş hep yemek ve zevk için gidenler o gün çok üzülmüş ve mahzun olmuşlar. Ve artık saraya gitmeye şevkleri ve heyecanları da kalmamış. Fakat sırf saraya padişahı görmeye giden insanlar için yemeğin lezzetli veya lezzetsiz olması onları saraya gitmekten alıkoymamış. Hatta yemeğin lezzetinin azalmasından dolayı padişahın azametini ve rahmetini ve güzelliğini daha çok görür olmuşlar. Bu lezzet onlara daha önceki yemeğin lezzetinden daha güzel ve lezzetli gelmeye başlamış.

Evet buradaki misalde de görüldüğü gibi gerçek sevgi ibadeti sırf Allah için yapmaya yöneliktir. Tabiri caiz ise bazen çocukları bir işe alıştırmak için şekerleme gibi şeyler veririz. Ama çocuk büyüdükten sonra artık o şekerlemeler gider, yerine o vazifeyi yapmaktan doğan bilinç ve idrak kalır. Artık o kişiye şeker verilmez çünkü artık büyümüş ve vazife bilincinin de farkına varmıştır. Bir müddet bu duruma sabrederseniz inşaallah daha yüksek ve kıymetli feyizli bir hale ulaşabilirsiniz.

Aşağıdaki yazıları ısrarla okumanızı tavsiye ediyoruz.

https://risale.online/soru-cevap/vesvese-ve-takinti

https://risale.online/soru-cevap/vesvese-3

https://risale.online/soru-cevap/vesvese-ve-akildan-gecenler


Yorum Yap

Yorumlar