Ben yaklaşik 20 yildir okb vesvese hastasıyım. Vesvese ile ilgili risalede bu rahatsızlık uzun süre devam ederse hakikate inklap eder. Zenginse malı gider, fakirse ya aklı gider ya da sağlığı gider diyor.. Mesela ben sürekli ya konuşamazsam takıntısı içindeyim. Lütfen bu konuyu izah eder misiniz?
Üstadımız gelen vesveseyi kalp kabul etmediği için müteessir oluyor, diyor. Demek ki bu vesvese bizim kalbimizin mahsulü değildir. Zarar edeceğimiz en önemli nokta; şeytandan gelen vesveseyi kalbimizden geliyor gibi düşünerek "eyvah ben ne kadar bozulmuşum, ne kadar yanlış şeyler düşünüyorum" diyerek ümitsizliğe düşmektir. Vesvese kalbimiz kabul edip tasdik etmediği taktirde hiçbir zaman hakikate inkılab etmez. Konuşamama takıntısının ileride neye dönüşeceğini sadece Allah bilir. Onun için rahat olun ve bu halin size çok büyük zararlar vermesinin önüne geçmeye çalışın.
Araştırdığımız kadarıyla vesvese beyinde kalıcı hale gelirse OKB hastalığı oluşuyor. Daha çok mükemmelliyyetçi ve ayrıntıya dikkat eden kişşilerde görülüyor. Çocukluk döneminde geçirilen travmaların çok etkisi oluyormuş. Fakat tüm bunlara rağmen OKB hastalığı tedavi edilebilir bir hastalık. Tıbbi olarak tedavi yöntemlerine başvurmanızı tavsiye etmekle beraber aşağıya vesvese hastalığı ile ilgili açıklamaları alıyoruz:
Vesveseden kurtulmak için,
1. Hangi konuda vesvese varsa o konu hakkında bilgi sahibi olmak. Çünkü ilim onu tard eder kovar. Cehalet ise vesveseyi davet eder. Vesvesenin mahiyetini bilmek ve onu tanımak vesveseden kurtulmak için faydası vardır.
2. Vesvesenin üzerinde ehemmiyet verip durmamak. Çünkü ehemmiyet verdikçe şişer ehemmiyet verilmezse söner.
3. Onu gözde büyütmemek. Çünkü büyük gördükçe büyür. Küçük gördükçe küçülür.
4. Korkmamak. Çünkü korktukça ağırlaşır, hasta eder. Korkulmazsa hafifleşir ve gizli kalır.
Bunun için Fatiha, İhlas, Felak ve Nas sureleri gibi sureler ve Ayet'ül-kürsi gibi ayetler okunabilir. Ayrıca Büyük Cevşen kitabındaki dualardan bazıları seçilip okunabilir.
Ayrıca 21. Sözün 2. Makamı olan Vesvese Risalesini bilenlerle mütalaa etmek faydalı olur İnşaallah.
Bu Risalenin başında şöyle geçmektedir:
"Ey maraz-ı vesvese ile mübtelâ! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer. Ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür, küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder. Havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mâhiyetini bilmezsen, devam eder, yerleşir. Mâhiyetini bilsen, onu tanısan, gider. Öyle ise, şu musibetli vesvesenin aksâm-ı kesîresinden kesîrü’l-vukū‘ olan yalnız “Beş Vechini” beyân edeceğim. Belki sana ve bana şifâ olur. Zîrâ şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu da‘vet eder, ilim onu tard eder. Tanımazsan gelir, tanısan gider."
Ayrıca Hastalar Risalesinde vehim cihetiyle faydalı olabilecek bir yer vardır. O da şöyledir:
"Yirminci Devâ: Ey derdine derman arayan hasta! Hastalık iki kısımdır:
Bir kısmı hakîkî, bir kısmıvehmîdir.
Hakîkî kısmı ise, Şâfî-i Hakîm-i Zülcelâl, küre-i arz olan eczâhâne-i kübrâsında, her derde bir devâ istif etmiş. O devâlar ise, derdleri isterler. Her derde bir derman halketmiş. Tedâvi için ilaçları almak, isti‘mâl etmek meşrû‘dur. Fakat te’sîri ve şifâyı, Cenâb-ı Hak’tan bilmek gerektir. Dermanı o verdiği gibi, şifâyı da o veriyor. Hâzık ve mütedeyyin hekimlerin tavsiyelerini tutmak, ehemmiyetli bir ilaçtır. Çünki ekser hastalıklar sû’-i isti‘mâlâttan, perhizsizlikten ve israftan ve hatîâttan ve sefâhetten ve dikkatsizlikten geliyor.Mütedeyyin hekim, elbette meşrû‘ bir dâirede nasîhat eder ve vesâyâda bulunur. Sû’-i isti‘mâlâttan, isrâfâttan men‘ eder, teselli verir. Hasta, o vesâyâ ve o teselliye i‘timâd edip hastalığı hafifleşir, sıkıntı yerinde bir ferahlık verir.
Ama vehmî hastalık ise; onun en müessir ilacı, ehemmiyet vermemektir. Ehemmiyet verdikçe o büyür, şişer. Ehemmiyet verilmezse küçülür, dağılır. Nasıl ki arılara iliştikçe, insanın başına üşüşürler, aldırmazsan dağılırlar. Hem karanlıkta gözüne sallanan bir ipten gelen bir hayâle ehemmiyet verdikçe büyür. Hatta bazen onu dîvâne gibi kaçırır; ehemmiyet vermezse, âdî bir ipin yılan olmadığını görür, başındaki telâşına güler. Bu vehmî hastalık çok devam etse, hakîkate inkılâb eder. Vehhâm ve asabî insanlarda fenâ bir hastalıktır. Habbeyi kubbe yapar; kuvve-i ma‘neviyesi kırılır. Hususan merhametsiz yarım hekimlere veyahud insâfsız doktorlara rast gelse, evhâmını daha ziyâde tahrîk eder. Zengin ise, malı gider; yoksa ya aklı gider veya sıhhati gider."