Acaba Bediuzzaman Said Nursi Hazretlerinin yazmış olduğu Hutbe-i Şamiyeyi özetleyebilir misiniz ? İki dehşetli hal ve 6 hastalık nelerdir? Bu hastalıkların devaları ve reçeteleri nedir? İzah eder misiniz?
Hastalık zamanında ilaç kullanmak nasıldır ve kullanıldığında ihlas zedelenir mi?
Feridüddin Attarın eserinde şu rivayet geçmekte; Râbiatu’l-Adeviyye, bir defasında Süfyan es-Sevrî de yanında olduğu halde sabaha kadar namaz kılmışlar, Süfyan, bunu bize nasip eden Allah’a şükredelim deyince o: “Öyleyse bugün oruç tutalım” demiş. Onların bu hali haremlik selamlık anlayışıyla çelişmiyor mu?
İkindi ve sabah namazlarından sonra okuduğumuz Tercüman-ı İsm-i Azam duasının farklı nüshaları mı vardır? Hayrât Neşriyat dışındaki yayınevlerinin bastığı Büyük Cevşenlerde, "Sübhâneke Yâ Tâlibu Teâleyt, Yâ Matlûbu Ecirnâ Minennâr..." gibi bazı bölümler yok. Bunun sebebi; bu kısımları Üstad Hazretleri'nin, Hüsrev Efendi'ye hususi ekletmesi midir yoksa nüsha farklılıkları falan mı var?
Aynı şekild...
“ Azametli bahtsız bir kıt‘anın, şânlı tâli‘siz bir devletin, değerli sâhibsiz bir kavmin reçetesi, ittihâd-ı İslâmdır.” Cümlesini açıklar mısınız; "kıt'a", "devlet" ve "kavim" hangileridir?
“Cebir ve i‘tizâlde birer dâne-i hakîkat bulunur” Ey tâlib-i hakîkat! Mâzîye hem musibet; müstakbel ve ma‘siyet ayrı görür şerîat. Mâzîye, mesâibe nazar olur kadere, söz olur cebriye. Müstakbel ve meâsî, nazar olur teklîfe, söz olur i‘tizâle. İ‘tizâl ile Cebir şurada barışırlar. Şu bâtıl mezheblerde birer dâne-i hakîkat mevcûd, mündericdir, mahsûs mahalli vardır. Bâtıl olan ta‘mîmdir." (Lemaat)
...
Egzama hastalığım var. Krem sürmezsem kaşıntı ve kızarıklık biraz da yanma oluyor. Oruç tutarken ilaç niyetine sürülmesi caiz mi?
Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātı...
Melekler insanların tahayyülatına muttali olabirmi? Mesela bir hafi zikirde veya halis bir niyette ALLAH-U TEALA kulum beni zikr etti ona sevap yazmı diyor? yoksa melekler insanın niyetini anlayabilir mi?
"Hem bu talebesizlik zamanında, melâikelerin hürmetine mazhar olan talebe-i ulûm-u diniye sınıfına dahil olup âlem-i berzahta-tâlii varsa, tam muvaffak olmuşsa-Hâfız Ali ve Meyve'de bahsi geçen meşhur talebe gibi; şühedâ hayatına mazhar olmaktır." meyvede bahsi geçen meşhur talebe kimdir? ve talii varsa dan kasıt nedir?