Maddi hastalıklar için hastahaneye, maddi saldırılar için karakola müracaat ediliyor. Peki cin musallatı gibi manevi hastalıklar ve manevi saldırılar için nereye gidilecek? Bu hususta güvenli liman neresidir?
Elbette manevi rahatsızlıklarda, büyü, sihir ve musallat gibi durumlarda da başvurulacak merciler vardır. Buna göre yapılması gereken en öncelikli şey Allah’a sığınmak ve ondan yardım dilemektir. Tefsirlerin ve sahih hadislerin beyanına göre, Felak ve Nas Sureleri, bir yahudinin Resul-ü Ekrem (sav)’e büyü yapması üzerine nazil olmuş ve Peygamberimiz (sav) bu sureleri okuyarak sihrin tesirinden kurtulmuştur. Anlaşılacağı üzere, sihire ve büyüye karşı en etkili çözüm, Allah’a sığınmak ve ona güvenmektir. Hz. Peygamber (sav), her şeyin şerrinden Allah’a sığınarak sürekli Felak ve Nas sureleri ile Ayete’l-kürsiyi okumuştur.[1]
Bunun yanında büyüye maruz kalan kimsenin, şifayı Allah’tan umarak inancına, ahlakına ve ilmine itimat ettiği insanlara müracaat ederek kendisine Kur’an okutması ve dua ettirmesinde bir sakınca yoktur. Zira sihir ilminin öğrenilmesinin tek caiz olduğu husus, sırf Allah rızası için bu hilekâr ve muzır insanların ve şeytanların yapmış olduğu efsunu bozmak amacıyla öğrenilmesidir. Bunun dışında asla müsaadesi yoktur.
Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir husus şudur ki; hoca ya da şeyh kisvesine bürünerek sırf para ve menfaat kazanmak amacıyla sihre ve cinlerle uğraşma işine girişen fırsatçı kişilere pirim vermemek adına, yakinen tanımadığımız bilmediğimiz kişilere kesinlikle müracaat edilmemelidir. Cinci ve üfürükçü olarak bilinen sahtekârların para tuzağına düşmemek ve büyük günaha girmemek için çok hassas davranılmalıdır.
Daha uzun ve detaylı cevaplar için bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/buyu-kismet-baglama-kagit-yaptirma-ve-kaderini-acma
https://risale.online/soru-cevap/buyu
[1] Buhari, Vekale, 10; Fezailü’l-Kur’an, 10; Tirmizi, Fezailü’l-Kur’an, 3