Taziyeye gidilince nelere dikkat edilmesi gerekir? Cenaze evinde, gelenlere yemek dağıtmak uygun mudur? Kısaca taziye adabı nasıl olmalıdır?
Taziye’nin Anlamı ve Hükmü
Sözlükte “birine sabır telkin etmek” anlamındaki ta‘ziye terim olarak yakını vefat eden kimseleri sabır ve metanet göstermeye teşvik etmeyi, baş sağlığı dilemeyi, onları teselli edip acılarını paylaşmayı ifade eder [1]
İslâm âlimleri, tâziyenin hem erkekler hem kadınlar için sünnet veya müstehap olduğunu kaydetmiştir.[2]
Taziye Sünneti
Abdullah b. Mes‘ûd’un rivayet ettiğine göre Sevgili Peygamberimiz (sav), “Başına bir musibet gelene tâziye ziyaretinde bulunan kimseye musibete uğrayanın sevabı kadar sevap verilir” buyurmuştur.[3]
Diğer bir hadiste Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur; “Bir musibeti sebebiyle din kardeşine tâziyede bulunan mü’mine, Allâh Teâla kıyâmet günü kerem elbiselerinden giydirir (şeref bahşeder).[4]
Hz. Zeynep (ra) Resûl-i Ekrem Efendimiz’e “Oğlum öldü, lütfen bize kadar geliniz” diye haber gönderdiğinde Sevgili Peygamberimiz (s.a.v): “Alan da veren de Allâh’tır. O’nun katında her şeyin belli bir vakti vardır. Sabretsin ve ecrini Allâh’tan beklesin!” buyurarak kızına selâm göndermiş, meşguliyeti bittikten sonra da bizzat gitmiştir. [5]
Taziye Adabı
- Çoğunluk görüşüne göre taziye, defin sonrası ve cenaze yakınlarının evinde yapılması uygun görülmektedir; uygulamada da bu anlayış benimsenmiştir.
- Baş sağlığı için birçok kişinin gelebileceği dikkate alınarak tâziye yerinde fazla kalınmaması tavsiye edilir.
- Ölü yakınlarının acılarını tazelememek için taziye üç günden sonraya bırakılmamalıdır.[6]
- Ca‘fer b. Ebû Tâlib şehid olduğunda Resûlullah etrafındakilere Ca‘fer’in ailesinin üzüntüleri sebebiyle yemek hazırlayacak durumda bulunmadığını söylemiş ve onlara yemek yapmalarını öğütlemiştir.[7] Âlimlerimiz bu rivayetten hareketle cenaze evine yemek götürmenin sünnet olduğunu belirtmiştir.
- Uygulamada da ölü evinde tâziye süresince yemek pişirilmez; bir yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin, taziye için gelen misafirlere yemek hazırlayıp sunması, ilave bir telaş ve sıkıntıya sebep olacağından mekruh görülmüştür.[8] Cenaze yakınlarına ve tâziye için gelenlere ikram edilmek üzere komşular cenaze evine yemek getirir.
- Bazı yerlerde mahallenin imamı birkaç gün süreyle cenaze evine gelir ve Kur’an okuma görevini ifa eder. Kur’an okunduktan sonra “el-hükmü lillâh, innâ lillâh” gibi ifadelerle Allah’tan gelene razı olmak gerektiği belirtilir. [9]
- Taziyede bulunan şahıs, ölünün yakınlarına sabır ve metanet diler, cenaze için hayır duada bulunur.[10] Ölen hakkında, “Allah rahmet eylesin; mekânı cennet olsun; Allah gittiği yerde utandırmasın; Allah taksiratını affetsin” gibi sözlerle dua edilir. “Geride kalanların başı sağ olsun; Allah sabırlar versin; merhumun geride kalanlarına Allah hayırlı uzun ömürler versin; Allah başka acı göstermesin; ölenle ölünmez, er geç hepimiz öleceğiz, Allah iman nasip etsin, Hüküm Allah'ındır” gibi cümlelerle ölenin yakınları teselli edilir.
- Sevgili Peygamberimizin (sav) ölenler hakkında çirkin sözler söylemeyi yasaklayan, ölüleri iyilikle anmayı emreden hadislerine göre tâziye için gelenler ölünün iyi taraflarından bahseder, güzel hâtıraları yâdeder.[11
- Cenaze yakınlarının hüznünü artırıcı sözler ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Uzunca sarılıp mevtanın bahtsızlığını, son anlarını anlatmak taziyenin amacına terstir.
- Cenaze törenlerinde ve programlarda amacını aşan, israfa kaçan uygulamalar yapılmamalıdır.
- Taziye evinde uzun süre oturmak, farklı mevzulardan bahsetmek, espri yapmak hem mevtaya hem de yakınlarına saygısızlıktır. Dost ve akrabalarını görmüşken çocukluk anılarına gidecek kadar muhabbeti koyulaştırmanın yeri değildir taziye evi.
Taziyelerde yemek için ayrıca bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/taziye-yemegi
[1] Mustafa Çağrıcı, “Tâziye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2011), 40/202.
[2] Mustafa Çağrıcı, “Tâziye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2011), 40/202.
[3] İbn Mâce, “Cenâʾiz”, 56; Tirmizî, “Cenâʾiz”, 71
[4] İbn-i Mâce, Cenâiz, 56
[5] Buhârî, Cenâiz, 33
[6] İbn Hacer, Feth, 3/146
[7] Tirmizî, “Cenâʾiz”, 21; İbn Mâce, “Cenâʾiz”, 59
[8] İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, 2/240
[9] Mustafa Çağrıcı, “Tâziye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2011), 40/202.
[10] Nesâî, Cenâiz, 120 [2088]
[11] Ebû Dâvûd, “Edeb”, 42; Tirmizî, “Cenâʾiz”, 34; Nesâî, “Ḳasâme”, 22