Soru

Sarık Sünneti

Sarık sünnetinin önemini nasıl anlatabiliriz ? Bu sünnete mantıksız diyenlere nasıl cevap verebiliriz ?

Tarih: 9.09.2013 16:10:52
Okunma: 17813

Cevap

SARIK

Siyer ve hadis ilmine ıttılaı olan peygamberimizin sarık sardığına itiraz etmez. İtiraz eden cehaletinden eder. Peygamberimizin ahir zamanda geleceğini haber veren eski kutsal kitaplarda bile ondan “Sahibüt Tac” diye bahsedilir(1). Tacdan kasıt “sarık”tır. Peygamberimizin krallar gibi taç takmadığı, ama sarık sardığı herkesin malumudur. Pek çok hadis kitabında “El-Amame” “El-Amaim” ismiyle sarıklardan bahsedildiği gibi, yine  pek çok hadis kitabında müstakil “El-Amaim” yani “sarıklar” isimli bablar (konu başlıkları) da vardır. Bir iki misal verelim:   

Buhari: Kitabül Libas. Bab 14. El- Amaim.

Sünen-i Ebu Davud: kitabül Libas. Bab 21. El- Amaim.

Sünen-i Tirmizi. Libas. Bab 42. El-Amaim ale-l Kalanis.

Bu hususta bazı hadisleri de kaydedelim:

أبو عبد السلام قال :  سألت ابن عمر كيف كان النبي صلى الله عليه وسلم يعتم قال : كان يدير العمامة على رأسه ويغرزها من ورائه ويرسل لها ذؤابة بين كتفيه

Tabinden Ebu Abdusselam şöyle dedi:

İbn Ömer (ra)den “Nebi (sav) nasıl sarık sarardı” diye sordum. İbn Ömer şöyle dedi: Başına sarığı sarar, ona bir kuyruk yapar ve sonra arkasından sarkıtırdı.

Beyhaki, Şuabu İman.c.5.s.174

 

عن جابر :  أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل يوم فتح مكة وعليه عمامة سوداء صحيح

 

Cabir (ra) şöyle demiştir: Resulullah sav Mekke fethedildiği gün Mekke’ye başında siyah sarık olduğu halde girdi.

Nesei.c.8.s.211, İbn Mace.c.2.s.942

 

عمرو بن حريث قال :  رأيت على النبي صلى الله عليه وسلم عمامة حرقانية

Amr b. Haris şöyle demiştir: “Peygamber (sav)’ın üzerinde harkani bir sarık gördüm.”

Nesei.c.8.s.211

 

عن ابي امامة قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يولى واليا حتى يعممه ويرخى لها من جانب الأيمن نحو الاذن رواه الطبراني

Ebu Ümame (ra) şöyle demiştir:

            Resulullah (sav) bir vali tayin ettiğinde ona mutlaka sarık sarar ve sarığı sağ kulağı tarafından sarkıtırdı.

Mecmauz-Zevaid. (Taberani’den naklen).c.5.s.120

 

عن نافع قال كان بن عمر يعتم ويرخيها بين كتفيه قال عبيد الله أخبرنا أشياخنا أنهم رأوا أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يعتمون ويرخونها بين أكتافهم

Tabiinden Nafi “İbn Ömer sarık sarar ve sarığın kuyruğunu iki omzu arasına bırakırdı” demiştir. Ravilerden Ubeydullah şöyle dedi: “Şeyhlerimiz (tabiinin büyükleri) bize peygamber asv’ın ashabının sarık sardıklarını ve sarığın ucunu iki omuzları arasına bıraktıklarını (çokça) gördüklerini rivayet ettiler.”

Musannef ibn ebi şeybe.c.5.s.180

 

عن عبادة قال :  قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

عليكم بالعمائم فإنها سيما الملائكة وأرخوا لها خلف ظهوركم

Ubade (ra) Peygamber asv’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:

            “Sarık sarınız! Çünkü o meleklerin nişanı, alametidir. (Sarığı sardıktan sonra) arkanızdan sarkıtınız.

Beyhaki. Şuabu iman.5-176

Bedir savaşında beş bin melek peygamberimiz ve sahabelerin imdadına gelmişti. Gelen meleklerin hepsi sarıklı idi. “Rabbiniz, alametli beş bin melekle size yardım edecektir”(2)ayetindeki “Müsevvimin” “alametli, nişanlı” kelimesinin “sarıklı” manasında olduğu tefsirlerde beyan edilmiştir(3). Allah’ın peygamberine yardıma gönderdiği meleklerin sarıklı olması, sarığın Allah katında makbul ve razı olduğuna işarettir. (Bazı müfessirler onların bizzat Allah tarafından sarıkla nişanlandırılmış, alametlendirilmiş olduklarını söylerler.)

 

Müşriklerle bizim aramızdaki fark

            Peygamberimiz asv hayatı boyunca müşriklere, ehli kitaba her hususta muhalefet etmiş, ümmetinin de muhalefet etmesini istemiştir. Bu hususta pek çok hadis ondan rivayet edilmiştir. Peygamberimizin ümmetinin diğer milletlere muhalefet etmesini istediği bir konu da “sarık”tır. Peygamber as şöyle buyurmuştur.

عن ركانة سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول

 إن فرق ما بيننا وبين المشركين العمائم على القلانس

Rükane (ra)den rivayet edildiğine göre peygamberimiz asv şöyle buyurmuştur:

            “Bizimle müşrikler arasındaki fark bizim külahlar üzerine sardığımız sarıklardır.”

(Tirmizi.C.4.S.247, Ebu Davud.C.2.S.452, Hakim Müstedrek.C.3.S.511, Taberani. Mucemi Kebir.C.5.S.71, Müsnedi  Ebu Yala.C.3.S.5, Beyhaki. Şuabu İman.C.5.S.175(4)

عن علي قال :  عممني رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم غدير خم بعمامة سدلها خلفي ثم قال إن الله عز وجل أمدني يوم بدر وحنين بملائكة يعتمون هذه العمة فقال إن العمامة حاجزة بين الكفر والإيمان

Ali (ra)den rivayet edilmiştir:

            Gadiri Hum günü Resulullah asv bana sarık sardı ve ucunu arkama sarkıttı ve sonra şöyle dedi: “Allah Azze ve Celle beni Bedir ve Huneyn günü bu şekilde sarık sarmış meleklerle teyid etti. Muhakkak ki sarık küfür ile iman arasını ayırıcıdır.”

Müsnedi Tayalisi.C.1.S.23, Beyhaki. Süneni Kübra.C.14.S.10

عن خالد بن معدان قال :  أتي النبي صلى الله عليه وسلم بثياب من الصدقة فقسمها بين أصحابه فقال : اعتموا خالفوا على الأمم قبلكم

Tabiinden Halid b. Ma’dan (ra)den rivayet edilmiştir:

            Nebi sav sadaka mallarından elbiselerle (sahabelerin yanına) geldi. Onu sahabeleri arasında taksim etti ve şöyle dedi: “Sarık sarınız ve sizden önceki milletlere (Yahudi ve hristiyanlara) muhalefet ediniz.”(5)

Beyhaki. Şuabu iman.c.5.s.176

خالد بن معدان و فضيل بن فضالة يقولان :

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم  أكرم الله عز وجل هذه الأمة بالعمائم والألوية

Halid b. Ma’dan ve Fudayl b. Fudale Allah resulü şöyle buyurdu demişlerdir:

            “Allah Azze ve Celle bu ümmete sarıklarla ve sancaklarla ikramda bulundu.”

Said b. Mansur.c.2.206s.

 

Namaz Kılarken Sarık Sarmak

Şehrimizin Valisiyle veya başbakanla görüşeceğimiz zaman, onun yanına en güzel kıyafetimizle mi, yoksa pejmürde bir kıyafetle mi gideriz? Elbette en güzel kıyafetimizle gideriz. Böyle olduğuna göre Alemlerin sultanının huzuruna da temiz ve güzel elbiselerle çıkmamız gerekmez mi?

            Kur’anı Kerimde Cenab-ı Hak kullarına namaz esnasında süslenmelerini “Ey Ademoğulları! Her namazda zinet(ler)inizi üzerinize alınız (güzel elbiselerinizi giyiniz)”(6).   { يا بني آدم خذوا زينتكم عند كل مسجد } ayetiyle emretmektedir. Peygamberimiz asv’da “Allah güzeldir güzeli sever” “Allah kendisi için süslenilmeye daha layıktır”(7)buyurmuştur.

İşte Allahın huzuruna çıkarken başımıza saracağımız sünnet olan sarıkta bizim Allaha karşı süsümüz ve güzelliğimizdir.

Peygamberimizin İncil’de geçen bir isminin “Sahibü-t Taç” olduğunu yukarda  zikretmiştik. Sarığın “taç” oluşu yalnızca peygamberimize değil, onun bütün ümmetine has bir özelliktir. Bir hadiste de “Sarıklar müslümanların tacıdır” (العمائم تيجان المسلمين) denmiştir(8). Taçlar hükümdarların süsü, sarık ise müminlerin süsüdür.

            Madem Allah namaz esnasında zinetlerimizle onun huzuruna çıkmamızı istiyor. Ve madem sarık müminin tacı, süsüdür, öyleyse namaz esnasında sarık sarmak da, Allahın rızasını üzerimize celbeder. Bu yüzden sarıkla kılınan namazın sevabı, sarıksız kılınan namazın sevabından daha fazladır.

عن جابر 

   ركعتان بعمامة  أفضل من سبعين ركعة بغير عمامة

Cabir (ra)den rivayet edilmiştir:

“Sarıkla kılınan iki rekat namaz sarıksız kılınan 70 rekat namazdan daha üstündür.”

Deylemi. Müsnedi Firdevs.c.2.s.265.hn.3233

Alimlerden Münavi Cabir hadisini şerhederken: “Çünkü namaz hükümdarın huzurunda olmak (gibi)dir. Hükümdarın huzuruna süslenmeden girmek edebe muhaliftir” der.(9)

Ahir zamanda sarık

Peygamberimizin mucizelerinden biri de gelecekten haber vermesidir. O kendi zamanında, sahabeler döneminde ve daha sonraları –bilhassa ahir zamanla ilgili- pek çok gaybi şeyleri haber vermiş ve verdiği haberler aynen çıkmıştır. Mesela “Öyle bir zaman gelir ki, faiz yemeyen kalmaz. Yemese bile tozundan, buharından bulaşır” hadisi bunlardandır ve bu haber bu gün hakikat olmuştur. Bu haberin aynen tahakkuk etmesi, bu hadisin doğru olduğuna da bir emaredir.

Sarıkla ilgili bazı hadisler nakledilmiş, fakat onlara zayıf denilmiştir. Halbuki tahakkuk etmeleriyle zaman onların doğruluğunu tasdik etmiştir. Aşağıda nakledeceğimiz hadisler işte bu vuku bulmalarıyla doğruluğu tahakkuk eden hadislerdir.

  ابن عباس      

 العمائم   وقار للمؤمن وعز للعرب فإذا وضعت العرب عمائمها فقد وضعت عزها

İbn Abbas (ra)den rivayet edilmiştir:

“Sarıklar mümin için vakar, Araplar için izzettir. Araplar sarıklarını bıraktıkları zaman izzetlerini de bırakmış olurlar.”

Deylemi. C.3.s.88.hn. 4247

Hatib-i Bağdadi. Edebül İmla. C.1.s.30 

Bu gün Araplar umumiyetle sarık sarmazlar ve dünya üzerinde bir izzetleri ağırlıkları da yoktur. Bu yönüyle bu hadis tahakkuk etmiştir diyebiliriz.

أبو أمامة    

 من أشراط الساعة أن توضع   العمائم   تلبس القلانس

Ebu Umame (ra)den rivayet edilmiştir: “Sarıkların bırakılıp, takkelerin giyilmesi kıyamet alametlerindendir.” Deylemi. C.4.s.5. 6002

   يزيد بن ركانة    

 لا تزال أمتي على الفطرة ما لبسوا العمائم على القلانس   

Yezid b. Rukane (ra)den rivayet edilmiştir:“Ümmetim külahlar üzerine sarık sardığı müddetçe, fıtrat üzere olurlar.” Deylemi c.5.s.93.hn.7569

Sünneti ihya

Sünnetin bütünüyle ümmet tarafından terk edildiği bir zamanda yaşıyoruz. Bizim elimizden geldiği kadar sünnetleri ihya etmeye gayret göstermemiz gerekir. “Bir şey bütünüyle yapılamıyorsa, o bütün bütün terk edilmez” kaidesiyle, her ne kadar bütün sünnetlere uyamıyorsak da yapabildiğimiz kadarını yapmamız gerekir. Dışarıda sarık saramayabiliriz ama kendi hanemizde sarabilir ve namazımızı o şekilde kılabiliriz.

Beyhaki’nin rivayet ettiği bir hadiste “Kim ümmetimin fesada uğradığı, bozulduğu bir zamanda, benim sünnetime yapışırsa onun için yüz şehid sevabı vardır”(10) buyrulmuştur.

Tirmizi ise şöyle rivayet eder: “Kim benim sünnetimi ihya ederse o beni seviyor demektir. Kimde beni severse o cennette benimle beraber olur.”

İmam Malik şöyle der: sarığın terk edilmemesi gerekir. Ben henüz yüzümde kıl yokken sarık bağlamıştım. (..). Hatırlıyorum yüzümde hiç kıl tutamı yoktu, bizden hiçbir kimse Resulullahı sav iclal [saygı] gayesiyle mescide sarıksız girmiyordu(11).

 


(1) صاحب الجمل والمدرعة والهراوة والتاجEd-Dürrül Mensur.C.4.S.645(İbn Ebi Hatimden Naklen). (Hüccetullah Alel-Alemin. Beyhakiden Naklen.C.1.88)

 

(2) Ali İmran: 125

(3) Bkz. Ed-Dürrül Mensur.c.2.s.309-310

(4) Bu hadis için Tirmizi (Hasen, garib) demiştir. Her ne kadar bazıları bu hadisi zayıf olmakla itham etmişse de onu teyid eden başka hadisler onu zafiyetten kurtarır. Hem bazı alimlerce zayıf hadis çok zayıf olmamak şartıyla dinde hüccettir. Zayıf hadis mevzu hadis demek değildir.

(5)Halid b. Ma’dan tabiinden olduğundan sahabeyi zikretmeyerek peygamberimizden rivayet ettiği için bu hadis mürseldir. Fakat hadisi rivayet eden zat güvenilir olduğu için bu tür hadislere itimat edilir denilmiştir. Bkz: Hadis Istılahları. (Mürsel hadis). Talat Koçyiğit.

(6)Araf:31

(7)Ed-Dürrül Mensur. C.3.s.442. (فإن الله عز وجل أحق من تزين له)

(8) Kenzül Ummal. C.15.s.307. hadis no: 41143. Bazı rivayetlerde “Sarıklar arapların tacıdır” denmiştir. Müsned-i Şihab.c.1.75, Beyhaki. Şuabu iman.5-175. Her ne kadar burada Araplar denmişse de, o dönemde Müslümanlar yalnızca Araplar olduğu için böyle söylenmiştir. Yukarda müşriklerin sarık sarmadığını zikretmiştik. Bu yüzden bu hadisi Müslüman Araplar olarak anlamamız mümkündür. Vallahü A’lem.

(9)Feyzül Kadir.c.4.s.37

(10)  من تمسك بسنتي عند  فساد أمتي فله أجر مائة شهيد     bkz. Et-Tergib ve't-Terhib, (C.1.s: 80. Beyhaki’den naklen) Hafız Münziri . Mektebetül Asrıyye. Beyrut .1987

(11)Hz. Peygamber’in Yönetimi. c.2.s. 84. (Et-Teratib-ül İdariye). Kettani. İz yy.

 

Ayrıca bakınız.

/soru-cevap/sarik-mi-cemaat-mi

/soru-cevap/sarik

/soru-cevap/hadislerde-sarigin-ucunu-sagdan-sarkitma

/soru-cevap/sarigin-ucunu-sagdan-sarkitma

/soru-cevap/bedirde-melekler


Yorum Yap

Yorumlar

Allah razı olsun,herşeyi ayrıntısı ile vermişsiniz sağolun
Gönderen: HALİL BİLİKTÜ
Tarih: 11.09.2013 09:23:15