Sahip olduğumuz maddi-manevi organlarımızın ve duygularımızın ortak vazifesi Allah'a kulluktur. Duygularımızın pusulası dünyaya ait geçici şeyler olursa alçalarak kıymetlerini kaybederler. Allah'ın rızasına ve ahirete yönelik olursa kıymetleri kat kat artar.
Kalbin merkezine Allah rızasını yerleştirmek gerekir. Sevgimiz Allah namına olursa kalbimiz kıymetini artıracaktır. Fakat geçici şeylere yöneltirsek her sevgiden yaralar alarak kıymetini kaybedecektir. Kalp hassastır, sevdiği şeyi kaybederse tarifi zor acılar çeker. Hem kendi azap görür hem de sahibini azapta bırakır. Eğer Allah'ın rızası için olursa o sevgi sahibine dünyada da ahirette de lezzet ve istikamet verir.
Uygulama: Bir işi yapmadan önce içimizden şu soruyu soru sorabiliriz: “Allah bunu yapmamdan razı mıdır?” veya " Bunu nefsim için mi seviyorum, yoksa Allah için mi?"
Akıl evrende her ne varsa onun yaratıcısı ile bağlarını kurarak âlemi Allah'ın kendini bize tanıttığı bir kitap gibi okuyabilir. İnsanı bu dünyadaki nimetleri sayıp, onları bize ihsan ve ikram eden Rabbine şükretmeye götürür.
Uygulama: Bir çiçeğe bakarken: “Bunu kim böyle sanatla yaratmış?” diye sorabiliriz. Veya "Bugün hangi nimeti fark ettim?" Diye düşünebiliriz.
Ruhumuza Allah’a kulluk etmenin hazzını aldırarak onu nurlu amellere yöneltebiliriz. Ruhun özüne uygun gıdası; namaz kılmaz, zikirle meşgul olmak, Kur’an okumak, dua etmek ve günahlarla kirletilmemektir.
Uygulama: Günlük 5 vakit namazı kılarak ruhumuzu besleyebiliriz.
Hayalimize gelen şeyler çoğunlukla irademizin dışındadır. Hayalimize gelen şeyler çirkin ve vesveseli şeylerse onlarla meşgul olmamak, güzel ve nurlu şeylerse onlarla meşgul olmak bizim irademize aittir. İrademizle hayalimizi boş ve geçici şeylerin peşine düşmek yerine ulvi ve değerli şeylerin peşine düşürmek onu doğru şekilde kullanmaktır.
Uygulama: Cenneti hayal etmek, amellerin neticelerini düşünmek, ahiretteki hesabı hayalen görmek onu doğru kullanmaktır.
Sır latifesi, kalbin derinliklerinde Allah ile olan gizli bağın kurulmasına ve her an onun huzurunda olduğumuzun farkına varılmasına yardımcı olan bir duygumuzdur.
Uygulama: “Allah beni her an görüyor” şuurunu sık sık kendimize hatırlamak, yalnız kaldığımızda bile Allah'ın huzurunda olduğunu bilip edebini muhafaza etmek.
Sair latifelere örnek olarak öfke kuvveti ve şehvet (isteme) duygumuzu düşündüğümüzde, onları da aynı şekilde Allah'ın razı olduğu şekilde kullanmak gerekir.
Uygulama: Şehvet duygumuzu, helal olan şeyleri istemek ve haram olan şeyleri istememek ile terbiye etmeliyiz. Öfke duygumuzu, Allah'ın düşmanlarına veya zalime karşı durarak doğru şekilde kullanabiliriz.
Özetle şöyle diyebiliriz: Kalp Allah'ı zikrederse terakki eder. Akıl tefekkür ederse terakki eder. Ruh ibadet ederse terakki eder. Hayal cennete bakarsa terakki eder. Her duygumuz için şu 2 soru soruyu sorarak hedef belirleyebiliriz:
1. Bu hal beni Allah’a yaklaştırıyor mu? Veya Allah'tan uzaklaştırıyor mu?
2. Sonu ebediyete mi dayanıyor, yoksa geçici heveslere mi?

