27. sözün zeylinde: "Tevrat ve İncil ve Kur'an'ın medh-ü senasına mazhar olan sahabelere, fazilet-i külliye nokta-i nazarında yetişilemez." deniliyor. sahabeler Tevrat ve İncil'de nasıl medh-ü sena edilmiştir?
Bediüzzaman'ın ehl-i sünnet hakkındaki görüşleri nelerdir?
"Veraset-i Ahmediye ile ism-i a'zam zılline mazhar bir mü'min, kendi kabiliyeti itibariyle kemmiyetçe bir Nebinin feyzi kadar sevab alıyor denilse hilaf-ı hakikat olamaz. Kemiyetce bir nebinin feyzi kadar sevap alıyor" ne demek, izah eder misiniz?
Bediüzzaman Hazretleri risalelerinde sıklıkla Kur'an'a hizmet edenlerin ilâhî bir inayet, bir koruma ve yardım altında olduklarından bahsediyor. Bu ilâhî koruma, kaza ve belalardan da tamamen korunacakları anlamına gelir mi?
'Mercuh racihe tereccuh edebilir' ne demektir?
Üstad Bediüzzaman Sahabeler bahsinde, "Âhirzamanda beni görmeyen ve iman getiren, daha ziyade makbuldür" mealindeki hadisi izah ediyor ve diyor ki, "sahabeler külli fazilette geçilemez. O rivayetler hususi fazilete dairdir, has bazı şahıslar hakkındadır." Hususi fazilet kısmını anlıyoruz. Fakat has şahıslar tabirini, bazı hususi kimseler sahabeleri geçer diye anlayabilir miyiz?