Soru

Yazı Yazmanın Manevi Cihad Oluşu

Yazı yazmanın ibadet oluşu ile alakalı olarak Yazı Mektubu'nda geçen "En mühim bir mücahede olan ehl-i dalalete karşı manen mücahede etmektir." cümlesini izah eder misiniz? Yazı yazarak nasıl cihad edilir?

Tarih: 6.06.2024 05:53:26
Okunma: 337

Cevap

Cihad; İslâm nizâmını yeryüzünde hakim kılma ve bu nizâmı savunma maksadıyla din uğrunda ve hak yolunda yapılan gayret, uğraş, savaş ve çabanın adıdır.

Allah u Teala Kur’ân-ı Kerim’in çok yerinde Müslümanlara cihadı emretmektedir. Müslümanlar Asr-ı Saadetten ta Osmanlıların sonuna kadar bu ilâhî emre riayet etmişler ve bu uğurda her şeylerini feda etmişlerdir. İslâm’ın sancağını dünyanın her tarafında dalgalandırmaya, Kur’ân’ın hükümlerini cihana yaymaya çalışmışlardır.

O zamanlar cihad kılıçla, tüfekle, okla, topla kısacası bilekle yapılıyordu. Öyle de olması gerekiyordu. Çünkü şartlar onu gerektiriyordu. Günümüzde ise cihad öncelikle kılıçla değil kalemle, ilimle yapılmaktadır. Ha, o zamanlar ilimle cihad yok muydu? Vardı elbet, ama azdı. Daha çok kılıçla cihad ön plandaydı. Asrımızda da silahla cihad eden Müslümanlar bulunmaktadır. Filistinde ve farklı İslâm beldelerinde olduğu gibi. Fakat en geçerli ve en tesirli olan cihad, ilimle yapılan cihaddır. Yani kâfirle değil, küfür ve dinsizlik sistemiyle ilim vasıtasıyla yapılan cihaddır. Mühim olan bataklığın kurutulmasıdır. Yani inkâr ve dinsizlik rejiminin yıkılıp tar u mar edilmesidir. Elbette bu cihad, kalemle ve ilimle yapılan cihad-ı ekberdir yani büyük cihaddır.

İşte Risale-i Nur da bu asırda manevi cihad yolunu en iyi şekilde açmış ve ilim talebelerini yetiştirmiştir. Kalemle ilmi elde ettirerek dünyaya meydan okuyacak ilmî dehalar ve allâmeler ortaya çıkarmıştır. Küfür ve dinsizlik akımlarına karşı yaklaşık bir asırdır cihad etmekte ve onların bozuk sistemlerini ve savundukları çürük esaslarını yerle bir etmektedir. Onların İslâm’a her saldırışlarında onları ilzam ederek geri püskürtmekte ve ağır kayıplar verdirmektedir.

Evet, İmam Gazali’den (ks) beri biriken ve kronik hal alan özellikle inanç ve itikatla alakalı meseleleri Risale-i Nur kökünden çözmüş ve cevaplarını vermiştir. Bu asırda Kur’ân’ın hakikatlerinin, sünnet-i seniyenin ve iman esaslarının yılmaz, yorulmaz ve usanmaz bir muhafızı olmuştur. Risale-i Nur; akılları gözlerine inerek görmediğime inanmam diyen, bilimi ve fenni dinsizliğe âlet eden bu asrın inatçı, saldırgan ve inkârcı düşünce yapısına karşı bütün kuvvetiyle iman ve Kur’ân hakikatlerini iki kere iki dört eder derecesinde izah ve ispat etmiştir.

Bu noktadan Bediüzzaman Hazretleri, öncelikle kâfirleri ikna edip hidâyetlerine vesile olmayı hedeflemektedir. Küfür mesleğinde inat edip ikna olmayanları ise Risale-i Nur’daki kuvvetli delillerle susturup kuvvetli bir iman savunması yapmaktır. İşte hakiki cihad budur.

Kur’ân yazısını muhafaza etmenin bir ifadesi olan Risale-i Nur’u yazmanın farklı cihetlerle makbul bir ibadet olduğunu söyleyen Hz. Üstad; yazının ibadet oluşunun hikmetlerinden birisini “En mühim bir mücahede olan ehl-i dalalete karşı manen mücahede etmektir” diyerek ifade etmektedir.

Evet, Hz. Adem’den (as) bugüne kadar imanla küfrün mücadelesi hep süregelmiştir. Kıyamete kadar da devam edecektir. Manevi âlemdeki bu mücadelede iman ordusuna askerler yetiştirmek, Müslümanların kalplerini manen destekleyip kuvvetlendirmek adına yazı hizmeti müstesna bir yere sahiptir. Nasıl ki dua ile Allah manevi ordularını hareket geçirerek Müslümanlara zafer ve fetihler ihsan etmektedir. Öyle de manevi bir cihad olarak Kur’ân yazısını ve hakikatlerini yazmak da aynı şekilde manevi iman ordusuna asker yetiştirmek demektir. İslâm harflerini yazmakla meleklerin ve temiz ruhların yaratıldığı zaten sahih rivayetlerde geçmektedir.  Bu noktadan yazı yazmak manevi bir cihaddır. Allah’ın rızası ve yardımına vesile olarak küfür ve dinsizlik akımlarının belini kırmak demektir.

“Huruf-u Kur’âniye’yi (Kur’ân harflerini) tercüme ile tahrif, tebdil, tağyir etmek (bozmak, değiştirmek); mülhidlerin (dinsizlerin) dehşetli cinayetlerine mukabil cihad eden Said, ifratkârâne ve müsrifâne tevâfukta çok tedkikatı lüzumsuz değil, mânâsız olmaz.”[1]

 

Yazı yazmanın fazilet ve ehemmiyetine dair detaylı malumat için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/yazi-hizmeti-ve-manevi-mucahede

https://risale.online/soru-cevap/bediuzzaman-ve-kuran-harfleri

https://risale.online/soru-cevap/bediuzzaman-ve-yeni-harfler


[1]. Osmanlıca Kastamonu Lâhikası, s. 83


Yorum Yap

Yorumlar