Belli bir imamı ve cemaati bulunan bir mahalle mescidinde namazı cemaatle kılamayanların veya imamdan hoşlanmama vb. sebeplerle cemaate katılmayanların namazı yeni bir cemaatle kılmaları hoş karşılanmamıştır. Çünkü bu davranış cemaatin anlam ve özelliğini kaybettirdiği gibi fitneye ve Müslüman cemaat arasında parçalanmaya da sebep olabilir. Belirli bir imamı ve cemaati olmayan yerlerde ise ayrı ayrı cemaatle namaz kılmakta bir mahzur yoktur.[1]
Cemaat varsa ona uymak en efdalidir. Sevgili Peygamberimiz (sav) cemaatle kılmanın fazileti dolayısıyla namazın hangi kısmında olursa olsun imama uymaya teşvikte bulunmuştur. Bu husustaki hadis şöyledir:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Siz mescide geldiğiniz(de cemaatle namaza başlanmış ise), imam (kıyam, rüku, secde, kuud) hangi hal üzere olursa olsun hemen uyun ve yapmakta olduğunu yapın.[2]
Ayrıca Sevgili Peygamberimiz (sav) cemaatle namazın bir rek‘atına erişen kimsenin o namaza yetişmiş sayılacağını şöyle belirtmiştir:
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
Her kim namaz'ın bir rek'atına yetişirse, namaz'a yetişmiş demektir.[3]
Hatta Hanefi Mezhebine göre imam birinci selamını vermeden iftitah tekbirini alan kişi, onunla birlikte oturmasa bile, cemaate yetişmiş olur. Çünkü bu kişi imamın namazının bir parçasına yetişmiştir. Bu takdirde bir rekata yetişmiş gibi olur.[4]
[1]Mustafa Uzunpostalcı, "Cemaat", Tdv İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1993, c.7, s. 288-289
[2] Tirmiz, Salat 414; (591)
[3] Buhârî, “Mevâḳītü’ṣ-ṣalât”, 28, 29.
[4] Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Risale Yay., İstanbul 1990, c.2, s. 275

