Namaz kılmak niçin önemlidir?
Namazın öyle büyük bir önemi vardır ki, hem dünyevî hem de uhrevî mutlulukları temin eder. Çünkü namaz, şu dünya misafirhanesinde insanın acizlik ve fakirlikle yoğrulmuş kalbine manevi bir huzur ve zenginlik verir. Hem katiyyen gireceğimiz kabirde bizim için bir nur ve manevi bir gıda olur. Hem en büyük bir mahkememiz olan mahşer gününde kurtuluşumuz için bir senet ve berattır. Hem de ister istemez üzerinden geçeceğimiz sırat köprüsünde nur ve buraktır. (Bkz. 21. Söz)
Namazın çok yüksek kıymetine ve Namaz kılmanın önemine dair İrfan Mektebi Dergisinin üçüncü sayısında “Namaz ve insan” makalesinde Risale-i Nur'lardan derlenerek şu izahlar yapılmıştır:
“Allah, kendisini tanıttırmak için şu kâinat sarayını inşâ etmiştir. Namaz, O’nu tanımaktır.
Allah, kendisini sevdirmek için âlemi nihâyetsiz zînetler ile süslemiştir. Namaz, O’nu sevmektir.
Allah, gördüğümüz hârika ihsanlarıyla bize olan muhabbetini gösterir. Namaz, O’nun muhabbetine muhabbetle karşılık vermektir.
Allah, görünen nîmet ve ikramlarıyla bize olan şefkatini ilân eder. Nihâyetsiz bir şefkat ise elbette nihâyetsiz bir hürmete layıktır. Namaz, O’na hürmettir.
Allah, yaptığı mükemmel san’atlarla bize gizli güzelliğini gösterir. Namaz, O güzele iştiyaktır.
Allah, benzersiz san’atlarıyla her şeyin kendisine has oluşunu ve kendi kudret eseri olduğunu i’lan eder.
Namaz, O’nu tek, benzersiz ve ortağının olmayışını kabul etmektir.
Namaz, yaratılışın asıl vazifesi ve kulluğun esasıdır.
Namaz insanı yokluk karanlıklarından varlık âlemlerine getiren ve onu câmit bir taş, ruhsuz bir ot veya şuursuz bir hayvan değil de eşref-i mahlûkat ve halîfe-i zemin olarak yaratan Allah’a, şükür ve O’nu en üstün bir şekilde övmektir.
Namaz, yaratılmış olmayı, abd oluşu, âciz, fakir, kusurlu ve fâni oluşu ve elbette ki yaratana muhtaç oluşu kabul ve izhardır. Yani namaz, kulluğun ilânıdır.
Namaz, haddini bilmektir.
Namaz, bütün mahlûkatın ibâdetlerine işâret eden kudsî bir haritadır.
Namaz, ibâdetlerin her çeşidini içeren nûrânî bir fihristedir.
Namaz, Allah’ın belirli vakitlerde manevî huzuruna yapılan davete icabettir.
Namaz, mümin için bir mi’raçtır. Her Allahu Ekber bir basamağıdır.
Namaz, Allah’ın kullarına hediyesidir.
Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir bağlılık ve yakınlık, ulvî bir münâsebettir.
Namaz Mevlâmız ile yapılan kudsî bir sohbettir.
Namaz, her bir ruh ve vicdanın lakayt kalamayıp iştiyak ile yapmak istediği yüce ve nezih bir hizmettir.
Namaz, fânilere tenezzül ve minnet zilletinden kurtulup Bâki’ye yönelmektir.
Namaz, elimize geçmeyen dünyayı, “Allâhu Ekber” diyerek elimizle arkamıza atıp vefasız dünyaya onu unutmakla ceza vermek ve dertlerimizi kalbin ağlamasıyla rahmet dergâhına döküp, Allah’ın Rahmet kucağına sığınmaktır.
Namaz, Kalp, ruh ve duyguların gıdasıdır.
Namaz, îmanı ışıklandırıp kuvvetlendiren ve yüceltendir.
Namaz, Allah’ın büyüklüğünü kalplere yerleştirendir.
Namaz, akılları Allah’a yönelten ve ilahî adalet kanunlarına itaate alıştırandır.
Namaz, kâinattaki Allah’a âit düzeni kabul ve ilandır.
Namaz, kâinat ile ahenk içinde olmaktır.
Namaz, dünyada manevî kuvvet, kabirde gıda ve ziya, mahşerde kurtuluş senedi, sırat köprüsünde Burak’tır.
Namaz, kabrin arkasında devam etmekte olan yolculukta insanı ebedî Cennet saadetine ve asıl maksad olan Allah’ın nihayetsiz güzel cemaline bir kavuşturan bir bilettir.
Namazsızlık ise; ilahî düzenden çıkmak, ahengi bozmak ve Allah’ın va’dini ve rahmetini suçlamaktır ve yukarıda sayılan bütün nurlardan mahrum kalmaktır.