13.12.2025

4

Mariz Bir Asrın, Hasta Bir Unsurun, Alîl Bir Uzvun Reçetesi Veyahut Saykalü’l- İslâmiyet

Muhâkemât'ın başında Üstadımız bu şekilde bir giriş yapıyor. Aynı ifade “Hutbe-i Şâmiye”de “ittibâ-ı Kur’ân”dır şeklinde geçiyor. Buradan, “Muhâkemât”ın “ittibâ-ı Kur’ân”a yol açtığını anlar mıyız? Bu cümledeki “mariz asır”, “hasta unsur”, “alil uzuv” ve “saykalü’l-İslâmiyet” ifadelerini açıklar mısınız?

24.12.2025 tarihinde cevaplandı.

Cevap

Sorudaki ilgili kısımlar Risale-i Nur'da şu şekilde geçmektedir:

Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi veyahut Saykalü'l İslâmiyet veyahut Bediüzzaman'ın Muhâkematı1

Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi, ittibâ‘-ı Kur’ândır.2

Öncelikle bu sorunun ikinci kısmındaki terimleri izah ile başlayalım:

Mariz asır; ifadesiyle, içinde bulunduğumuz yüzyılın manevi hastalıklara maruz olduğu vurgulanmıştır. Yani bu tabir ile; ahlâkî, ilmî ve siyasî bunalımlarla bir çeşit “hastalığa tutulmuş” zaman dilimi ifade edilmiştir.

Hasta unsur; ifadesiyle, İslâm âleminin içinde bulunduğu sıkıntılar nazara verilmiştir. Yani milleti meydana getiren ana unsur olan İslâm cemaatinin manevî hastalığa düşmüş hâli vurgulanmıştır.

Alil uzuv; ifadesiyle de yine bu zamanın manevi hastalıklarıyla yaralanmış olan Müslümanlar kastedilmiştir. Yani ana unsur olan İslam toplumunu oluşturan kurumlar veya fertler, Müslüman cemaatinin bir uzvu gibi değerlendirilmiş ve bu uzuv da “hastalıklı organ” durumundaki parça olarak ifade edilmiştir.

Saykal'ul İslamiyet; İfadesiyle ise, îman ve ahlâk esaslarıyla kalpleri ve toplumları parlatan şifa hükmünde olan "İslâmiyet’in cilâsı" manası vurgulanmıştır. Yani İslam alemi ve müslüman cemaatinin maruz kaldığı bu asırdaki manevi hastalıkların reçetesi ve zamanımızdaki manevi kirleri temizleyen İslamiyet'e ait bir nevi cila hükmünde olan devalar ve çözüm yolları kastedilmiştir.

Sorunuzun ilk kısmına cevaben ise denilebilir ki;

Bediüzzaman Hazretleri, Muhâkemât’ın başına yerleştirdiği yukarıdaki ifade ile, bu eserin maksadını ortaya koyar. Yani Muhâkemât, asrın fikrî ve manevi hastalıklarını teşhis edip okuyucuyu doğrudan Kur’ân’a yönlendiren bir yol haritasıdır.

Hutbe-i Şamiye eserinin bir zeyli olan Hakikat çekirdeklerinde geçen diğer ifadede ise; Kur'an'a tabi olmak, her asırda olduğu gibi bu zamanda da yegane kurtuluş reçetesidir. Yani hem dünya hem ahiret mutluluğu için Kur'an'a uymak şarttır. Üstad hazretleri Muhâkemât eserinde de Kur'an'a ait hakikatleri bir reçete halinde ilim ehlinin nazarına sunmakla aslında aynı gerçeği vurgulamıştır.

Bu sebeple denilebilir ki; Muhâkemât eseri aslında "ittibâ‘-ı Kur’ân" için yani hem şahsi hem toplumsal hayatta Kur'an'a tabi olmak ve O'na uygun yaşayabilmek için gerekenleri izah eden bir eserdir.

Kaynakçalar
  1. Bediüzzaman Said Nursi, Muhakemat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2023, s. 1

  2. Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, c.2, s. 495


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız