Soru

İmam-ı Eşari'ye Göre Kulun İradesi ve Kesbi

Eşariye göre kulun kudret ve iradesinin fiilde tesiri yoksa kesbin ne manası kalıyor? Bu anlayışa göre işi kul yaptı demek doğru mudur?

Tarih: 30.09.2020 20:04:41
Okunma: 3374

Cevap

Ehl-i Sünnet'e göre Allah, kuldan meydana gelen fiili ve kulun o fiile olan kudretini yaratır. İnsan ise bu fiilde dilediği gibi tasarruf ederek; onu hayır veya şer fiiline yönlendirir. Böylece sevap veya günah kazanır. Bu şekilde, fiillerinin meydana gelmesinde insanın oynadığı role "KESB" denir. Kesb; insanın kendi iradesinin işlediği fiil üzerindeki etkisiyle sorumluluğa sebep olan yönelişine verilen isimdir.

Bu derin ve geniş sualinizin cevabını Kelâm ilminde Kesb Teorisinin kurucusu olarak da bilinen İmam Eşari’nin kendi dilinden özetle dinleyelim. İmam Eş’arî şöyle der: Iztırârî ve ihtiyârî fiiller kesb bakımından farklı bile olsalar, Allah tarafından yaratılmaları açısından eşittirler, aralarında herhangi bir fark yoktur. Yaratma yönüyle Allah'a, kesb yönüyle insana ait fiiller, Allah'a değil de insana nispet edilir. Allah onu yaratsa ve irade etse bile insana oturan, kalkan, yazan denir, Allah'a değil.  Zira Allah fiili yaratma yönünden irâde eder. Kul ise kesb yönünden irâde eder. Her iki irâde de müstakildir ve zıtlık olmaksızın bir murâd (irâde olunan şey) üzerinde bir araya gelmesi mümkündür. (Eş'arî, Kitabü'l-Luma’, 77 ve sonrası)

Yine İmam Eş'arî'ye göre kulların bütün fiilleri Allah tarafından yaratılır. İnsanın, fiillerinde onları iktisap etmesinden başka bir hissesi yoktur. Yani hakîkî fâil sadece Allah'tır. İnsan ise Allah'ın (insanın) kendi elinde ihsân ettiği fiilin müktesibidir. Çünkü eğer insan gerçekten hakîkî olarak fâil olsaydı fiilleri istediği ve arzu ettiği doğrultuda gerçekleşirdi. Böyle olmadığı âşikâr olduğuna göre, hakîkî fâilin insanın kendisi dışında birinin olması gerekir ki o da Allah’tır, der.  (Eş'arî, el-Luma’, 71-72)

Bu izahlar doğrultusunda insan cüz-i ihtiyari ile bir şeyi diler, Allah sonsuz kudretiyle o fiili yaratır. İsteyen, dileyen kul olduğu halde yaratan Allah, kesb eden ise kuldur, deriz. Onun için mesuliyeti de kul çeker. Bu hususta Kader Risalesi’nde Üstad Bediüzzaman şöyle der: ‘’İrâde-i cüz’iye-i insaniye ve insanın cüz’-i ihtiyârîsi çendân zaîftir, bir emr-i i‘tibârîdir. Fakat Cenâb-ı Hakk ve Hakîm-i Mutlak, o zaîf cüz’î irâdeyi, irâde-i külliyesinin taallukuna bir şart-ı âdî yapmıştır. Yani ma‘nen der: “Ey abdim! İhtiyârınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise, mes’ûliyet sana âittir!” Teşbîhte hata olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omzuna alsan, onu muhayyer bıraksan, “Nereye istersen seni oraya götüreceğim” desen, o çocuk yüksek bir dağı istese, sen de götürsen, çocuk üşüse veyahut düşse, elbette “Sen istedin” diyerek itâb edeceksin. Ve onun yüzüne bir tokat vuracaksın.

İşte Cenâb-ı Hakk, Ahkemü’l-Hâkimîn nihâyet zaafta olan abdin irâdesini bir şart-ı âdî yapıp, irâde-i külliyesi ona nazar eder.’’ (Tılsımlar, 86)

Detaylı malumat için ayrıca bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/insan-muhtar-gorunumlu-mecburdur

https://risale.online/soru-cevap/hur-irade

https://risale.online/soru-cevap/cuzi-iradenin-temeli-bir-emr-i-itibari-oldugundan-illet-i-tamme-istemez

https://risale.online/soru-cevap/cuzi-iradenin-mahiyeti


Yorum Yap

Yorumlar