Cüz'î iradenin asıl özü olan tercih etme işi yaratılmış değildir. Bu da insanın hür olması için gereklidir. Fakat bu tercihin alt yapılarını oluşturan, zihin, hayal ve duygular yaratılmıştır. İnsan bu alt yapılarla oluşan düşünce sistemi içerisinde yapmak ya da yapmamak şıklarını tartar. Ağır basan şıkka göre zihninde bir tecih oluşur. İşte bu tercih bir emr-i itibaridir. Yaratılmış değildir.
Bu anlattığımız son nokta, gerçekten tam idraki pek mümkün değil gibidir. Ruhun mahiyetinin anlaşılmasındaki zorluk gibidir. Ayette, "Deki ruh Rabbimin emrindendir. Size ise ilimden pek az bir şey verilmiştir" (İsra, 85) diyerek insanın ruhun mahiyetini anlamak noktasındaki sınırlılığına işaret edilmiştir.
Üstad Hz. iradenin mahiyetinin böyle olduğunun bilinmekle beraber hakkıyla anlaşılamayabileceğine, "Çok şeyler var: Vücudu bizce bedihî (varlığı açık) olduğu halde, mahiyeti bizce meçhul... İşte şu cüz'-i ihtiyarî, öyleler sırasına girebilir. Herşey, malûmatımıza münhasır (sınırlı) değildir. Adem-i ilmimiz (bilmememiz), onun ademine (olmadığını) delalet etmez (göstermez)." diyerek işaret etmiştir.