Herkes farklı şeyler söylüyor. Üstad Bediüzzaman'a ve Risale-i Nur'a talebe olmanın en doğru yolu nedir?

Bu sualin hakiki cevabı, "Risale-i Nur'un çok yerlerinde anlatılan hizmet düsturlarına en uygun olan hangisi ise en doğru talebeliği kazandıran da odur" cümlesidir.

Hz. Üstadın, Risalelerdeki kendi beyanlarını değil de rivayetleri esas alanlar maalesef bunu hakkıyla anlayamazlar.

Çünkü herkesin kendine göre farklı farklı rivayetleri var. Bunun çaresi,

1-Risale-i Nur'dan etraflıca araştırma yapmak

2-ve Allah'dan en doğruya hidayet etmesini samimi dualarla istemek

3-ve ummadığı bir adreste de çıksa, hakikate ulaşmak uğruna gereken fedakarlığı yapmaya nefsini ikna etmektir.

Çünkü, insanlar çok defa, gerçekle ummadıkları bir adreste karşılaştıklarında, iç dünyalarında bir deprem ve hayal kırıklığı yaşamamak için gerçeğin ortaya çıkmasından kaçmaktadırlar. Hakikat onun iç dünyasında yavaş yavaş görünmeye başlayınca, telaşla bunun aksine düşünceler üretmeye çalışarak gerçekle yüzleşmeye cesaret edemezler.

Bu psikolojik zayıflığın çaresi yine Üstad'ın beyanlarında vardır:

"Hakkın hatırı üstündür. Hiç bir hatıra feda edilmez. Kimin hatırı kırılırsa kırılsın. Yalnız hak sağ olsun." (Divan-ı Harb-i Örfî)

"...İlacı İhlastır. Yani hakperestliği nefisperestliğe tercih etmekle ve hakkın hatırı, nefsin ve enaniyetin hatırına galib gelmek..." (20. Lema)

"İnsaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor. Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip, tarafdar çıkar, memnun olur." (20. Lema)

Bu meseleyi anlamaya yardım için Risale-i Nur Talebeliği ve Üstadın Vefatından Sonra başlığı altındaki sual ve cevapları okumanızı tavsiye ederiz.