Mektubat'ta dua bahsinde geçen; "Duâ edileceği vakit, istiğfâr ile manevî temizlenmeli. Sonra makbûl bir duâ olan salavât-ı şerîfeyi şefâatçı gibi zikretmeli." cümlesinde, salavat-ı şerifeyi şefaatçi yapmak ne demektir? İzah eder misiniz?
“Duâ edileceği vakit, istiğfâr ile manevî temizlenmeli. Sonra makbûl bir duâ olan salavât-ı şerîfeyi şefâatçı gibi zikretmeli. Ve âhirde (duaların sonunda) yine salavât getirmeli. Çünkü iki makbul duânın ortasında bir duâ makbûl olur.”[1]
Şefâat, vesile yapmak demektir. Şefâat, lügatte yardımcı olmak ve aracılık yapmak[2] bir suçun bağışlanması veya bir isteğin yerine getirilmesi için aracı olmak[3] demektir. Burada kastedilen mana Peygamber Efendimizi (sav) duâlarımızın başında ve sonunda anarak ortada ettiğimiz duâların kabulü için bir vesile yapmak demektir. Zira iki makbûl duâ arasında edilen dualar kabul edilir, denilmiştir. Salavât ise kabul olmuş bir duâdır. Cenab-ı Hak Sevgili Peygamberimize salât ve selam etmiştir.
Duâlarda salavât etmek ile ilgili Efendimiz (sav) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur; “Sizden biri duâ edeceği vakit, Rabbine hamd ve sena ile başlasın! Sonra Nebi (sav) salât etsin! Sonra dilediği şeyi istesin!”[4]
Şefaât için bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/sefaat-2
https://risale.online/search?q=%C5%9Fefaat
Salavât için bakınız;
https://risale.online/search?q=salavat
[1] Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, c.1, s. 123
[2] Fikret Karaman v.dğr., “Şefaat”, Dini Kavramlar Sözlüğü (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006), s.614.
[3] İlhan Ayverdi, “Şefaat”, Kubbe altı Lügati (Misalli Büyük Türkçe sözlük), Kubbe Altı Neşriyat, İstanbul 2006, c. 3, s. 2923.
[4] Tirmizi 3708, Ebu Davud 1481, Ahmed bin Hanbel Müsned 23937, Nesei 1284