Allah'a iyi bir kul olmak için biz aciz kullar neler yapmalı? İlk maddeler neler olmalı?
İnsanın salihlerden bir kul olabilmesi ve iki dünya saadetine erişebilmesi için rıza-i ilahiyi kazanması ve her işinde onu esas yapmaya gayret etmesi gerekmektedir. Nitekim yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm de: “Ve onlar ki, Rablerinin rızâsını arzu ederek sabrederler, namazı hakkıyla kılarlar, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizlice ve açıkça (Allah yolunda) sarf ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar; işte onlar var ya, onlara (dünya) yurdun(un güzel) âkıbeti vardır.”[1] Buyurmuştur.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri de: “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı îmân ile hayatlandırınız. Ve ferâizle zînetlendiriniz. Ve günahlardan çekinmekle muhâfaza ediniz.”[2] Buyurarak insanın vazifesini veciz bir ifade ile izah etmiştir. Dolayısıyla insan:
Her işinde Allah rızasını gözetmeli
Farzları özellikle namazı hakkıyla yerine getirmekte çok hassas davranmalı
Günahlardan sakınmalı, öyle ki günahı netice verme ihtimali olan herşeyden sakınmalı
Güzel ahlak sahibi olmalı. Yani;
Bu maddeler âyet ve hadisler ışığında çokça yazılır ve detaylıca mütalaa edilebilir. Lâkin kısaca ve açık bir şekilde ifade etmek gerekirse bir mü'min Allah rızasına erişmek ve salih bir kul olmak isterse takip edeceği en zararsız ve kısa yol ve uygulayacağı en kolay ve açık metod sünnet-i seniyyeye ittiba etmesidir. Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm de; “And olsun ki sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah'ı çok zikreden kimseler için Allah'ın Resûlünde güzel bir örnek vardır.”[3] buyurmaktadır. Âyette de açıkça ifade edildiği gibi insanın Allah’ın rızasına erişmesi ve salih bir kul olabilmesi için en kolay ve selametli ve rahat yol; Sevgili Peygamberimizi (s.a.v) örnek alıp onun sünnetine uymasıdır.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri: “Mâdem dost ve düşmanın ittifâkıyla, Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, mehâsin-i ahlâkın (güzel ahlâkın) en yüksek mertebelerine mazhardır. Ve mâdem bil-ittifak (herkesin kabûlüyle) nev‘-i beşer (insanlık) içinde en meşhur ve en mümtaz (seçkin) bir şahsiyettir. Ve mâdem binler mu‘cizâtının delâletiyle (mu‘cizelerin işâretiyle) ve teşkîl ettiği âlem-i İslâmiyetin kemâlâtının (fazîletlerinin) şehâdâtıyla ve mübelliğ (teblîğ edici) ve tercümân olduğu Kur’ân-ı Hakîm’in hakāikının (hakīkatlerinin) tasdîkıyle, en mükemmel bir insân-ı kâmil ve bir mürşid-i ekmeldir (en mükemmel bir mürşiddir). Ve mâdem semere-i etbâıyla (ona tâbî‘ olanların netîcesi olarak) milyonlar ehl-i kemâl (kâmil insanlar), merâtib-i kemâlâtta (olgunluk mertebelerinde) terakkī edip (yükselip) saâdet-i dâreyne (iki dünya saâdetine) mazhar olmuşlardır.
Elbette o Zât’ın (asm) sünneti ve harekâtı, iktidâ edilecek (tâbi‘ olunacak) en güzel nümûnelerdir ve ta‘kīb edilecek en sağlam rehberlerdir ve düstur ittihâz (kabûl) edilecek en muhkem (sağlam) kānunlardır.[4] Diyerek âyet-i kerimeyi izah etmektedir.
Kısaca mademki Sevgili Peygamberimiz (sav):
1- Güzel ahlakın en yüksek mertebesinde bulunmaktadır ki Hz Âişe validemizin ifade ile onun ahlakı Kur’ân ahlakıdır.[5]
2- İnsanlık âleminin dahi bütün mahlukatın arasındaki en seçkin ve meşhur şahsiyettir. Nitekim miracı buna şahittir.
3- Her yönüyle en mükemmel öğretmendir. Mucizeleri, dininin hakikat ve faziletleri buna işaret eder.
4- O'na tabi olup O'nun yolundan gidenlerin yüksek ahlak ve fazilet sahibi olarak kemalata erişmeleri bunun neticesinde iki dünya kazanmaları O’nun örnek alınması ve tâbi olunması gereken tek şahsiyet olduğunu bizlere göstermektedir.
Dolayısıyla bir kul ibadetlerinde, sosyal hayatında ve şahsi yaşantısında Peygamber Efendimize (sav) uymalı ve onun gibi yaşamaya çalışmalıdır. Allah’ın rızasına erişmenin en kısa ve kolay yolu ancak O'nun sünnetine ittiba etmekle mümkündür. Nitekim Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm de “(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Eğer Allah'ı seviyorsanız, o hâlde bana tâbi' olun ki, Allah (da) sizi sevsin ve günahlarınızı size bağışlasın! Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayandır), Rahîm (çok merhamet edendir.)”[6] Buyurmuştur.
Yani eğer Allah’a muhabbetiniz varsa, O'nu seviyorsanız O’nun Rasülünü severek O’na ittibâ‘ edeceksiniz. Ta ki Allah da sizi sevsin de O’nun rızasına erişerek salih bir kul olabilesiniz.
Netice itibariyle bir mü'min ibadetlerinde Sevgili Peygamberimizi (sav) örnek aldığı gibi günlük yaşantısında, beşeri ilişkilerinde de O’nu kendisine rol model yaptığı takdirde kurtuluşa erebilir. Özellikle günahların had safhada olduğu asrımızda sünnet-i seniyyenin muhkem, sağlam kalesi içine sığınmak hem imanımızı muhafaza etmemize hem de salihlerden olmamıza vesile olacaktır.
Ayrıca bakınız:
https://risale.online/soru-cevap/sunnetin-manasi
https://risale.online/soru-cevap/en-onemli-sunnetler
https://risale.online/soru-cevap/gunluk-hayattaki-sunnetler-ve-sunnetin-kisimlari
https://risale.online/soru-cevap/sunnet-i-seniye-nin-menba-i
https://risale.online/soru-cevap/sunnet-i-seniyyedeki-efal-ahval-akval
[1] Ra’d Suresi, 22
[2] Gençlik Rehberi, 17
[3] Ahzâb, 21
[4] Lem‘alar, 11. Lem‘a, 61
[5] Taberî, XIV, 29/18, bk. Müslim, Salât, 139.
[6] Âl-i İmrân / 31