Hz. Âişe'den(ra) rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in(ra) kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resülü (asv)'ın huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber(sav) bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti" (Ebu Davûd, Libâs, 31). Buna göre yüz açılabilir. Bu soruma başka kaynaklardan peçe olması gerektiğine dair cevap verilmişti. Fakat burası açıklanmamıştı. Madem yüz kapatılmalı. Neden peygamberimiz böyle bir açılım yapmış?
Sualinizin cevabı için önce kitabımız Kur’ân’a müracaat edelim.
‘’Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler…’’ (Nur, 24/31)
Bu âyet-i kerimede “Görünen kısmı müstesna, ziynetlerini göstermesinler!” hükmünden kastın, alimlerin çoğuna göre eller ve yüzdür. Buna göre eller ve yüz avret değildir ve örtmeye gerek yoktur." tarzında anlayanlara karşı kısaca şunları ifade etmek isteriz;
Âyetteki ifadeye dayanarak bazı âlimlerin “el ve yüz avret değildir” ifadesi, kadının evinden dışarı çıkarken yüzünü açmasına bir cevaz vermiyor. Bu hususta alimler el ve yüzün açılmasıyla ilgili şunları söylemiştir:
El ve yüz avret değildir demekle bunları açmak gerekir manası kastedilmemiştir. Bazı haller ve zamanlarda bunları örtmede zorluk olduğu için dinimiz bu durumlarda ruhsat (izin) vermiştir. Fakat bu ruhsat daimî değil, bazı hallerle sınırlıdır.
Ruhsatlı haller ise şunlardır:
Günümüz geçmiş asırlarla mukayese edilemeyecek kadar fitneli bir zamandır. Âlimlerin kendi asırları için söyledikleri husus, bizim zamanımız için daha muzaaf yani katmerli bir durumdur.
Bu ehemmiyetli sualin daha detaylı cevabı için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/tesetturde-el-ve-yuz
https://risale.online/soru-cevap/kadinlarin-yuzunu-ortmesi-2
[1] Beyzavi, Makalat-ı Kevseri
[2] Razi, Mefâtihü’l Gayb; Elmalı
[3] Makalat-ı Kevseri: 309, Tefsiri Kurtubi, Tefsir-i Celaleyn
[4] Zuhayli:c.1.s.458, İbni Abidin Tercemesi: c.2.s.113