Soru

Tahrimen Mekruh / Tenzihen Mekruh

Mekruh nedir? Tahrimen ve tenzihen mekruh arasında ne gibi farklar vardır? Misallerle izah eder misiniz? 

Tarih: 9.03.2025 15:36:38

Cevap

Ayet veya hadislerle; yapılması kesin ve bağlayıcı bir tarzda istenen davranışlara vâcip (farz), böyle değil ise mendup; yapılmaması kesin ve bağlayıcı bir tarzda istenen davranışlara haram, böyle değilse mekruh; yapıp yapmama konusunda serbest bırakılanlar ise mübah terimiyle ifade edilir. Buna göre mekruh, haram ile birlikte Allah'ın yapılmamasını istediği fiil ve davranışları oluşturmaktadır.

Dinen yapılmaması istenen davranışlar, yasakla ilgili talebin kesinliğine göre tasnif edilmiştir. Yapılmaması istenenlerde ilk sırada haramlar yer almaktadır. Eğer yasak talebinde kesinlik söz konusu değilse, o zaman haram değil mekruh hükmü sabit olur. Sonuç olarak mekruh, insanların fillerine dair hükümler gruplandırmasında, haram ve helal arasında bir konumda bulunmaktadır. Dolayısıyla haram veya helal oluşu açık olmayan fiiller ve davranışlar da bu kategoride yer almaktadır.[1]

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır “Seni şüphelendiren şeyleri bırak, şüphelendirmeyenlere bak”[2] buyurmuştur. Yine başka bir hadisinde: “Helal bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyeti) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşer. Bu, tıpkı bir koruluğun etrafında hayvan otlatan çobanın durumuna benzer, sürüsü her an oraya girebilir. Bilin ki her hükümdarın bir koruluğu vardır. Allah'ın koruluğu ise O'nun haramlarıdır.”[3] Bu uyarıları dikkate alan İslam âlimleri, mekruh olarak değerlendirilen fillerden mümkün olduğunca uzak durulması gerektiğini ifade etmişlerdir.

Mesela anne ve babaya saygıyı emreden, onlara isyanı yasaklayan birçok delilden hareketle, hakkında doğrudan delil olmasa da anne ya da baba karşısında ayak ayak üstüne atarak oturmanın veya konuşurken onların sözlerini kesmenin mekruh görülmesi böyle bir değerlendirmeye dayanır. İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre mekruh bir fiilin işlenmesi cezayı gerektirmez, fakat kınanan (Müslümana yakışmayan) bir davranış sayılır; bu tür fiilleri Allah rızası için terkeden kimse övgüye layık olur ve sevabı hak eder.

Hanefi âlimler, çoğunluktan farklı olarak mekruhu “tahrimen” (harama yakın) ve “tenzihen” (helale yalın) kısımlarına ayırıp hükmünü de buna göre belirlemeye çalışmışlardır:

Tahrimen Mekruh: Bu tür mekruh harama yakın olup vâcibin karşıtıdır; bir vâcibin terkedilmesi de tahrimen mekruh sayılır. Tahrimen mekruhun hükmü, haram bir fiili işleyenin hükmü gibidir, yani böyle bir fiili işleyen cezayı hak eder, bu tür bir fiilden kaçınan sevaba nail olur. Ancak haramdan farklı olarak tahrimen mekruh hükmünü inkâr eden kişi tekfir edilmez (küfre girmekle suçlanmaz).

İki kişi arasında yapılmakta olan bir mal alım satımı pazarlığı daha tamamlanmadan araya girip yeni bir teklif yapmak yahut bir kişinin yaptığı evlenme teklifi daha sonuçlanmadan muhataba evlenme teklifinde  bulunmak tahrimen mekruha örnek verilebilir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v): “Birinizin diğerinin alışverişi üzerine alışveriş yapmasını yasakladığı gibi, bir adam kardeşinin talip olduğu kadına kendisinden önceki talip vazgeçmedikçe yahut talip ona izin vermedikçe talip olamaz."[4] Buyurmuştur. Buna göre Allah Rasülü (s.a.v) böyle davranışlardan sakınmayı kesin ve bağlayıcı tarzda istemiştir. Lâkin bu talep, mütevâtir hadis gibi sabitliği kesin olan bir delil ile değil de zanni (kesinlik ifade etmeyen) bir delil olan haber-i vâhidle sabit olduğu için fiil haram değil tahrimen mekruh sayılmıştır. Diğer mezhepler ise yasak talebinin dayandığı delilin kesin olup olmadığına değil talebin kendisinin kesin olup olmadığına baktıkları için bu fiilleri haram kabul etmişlerdir.

Tenzihen Mekruh: Bu tür mekruh, helale yakın olup mendubun karşıtıdır. Tenzihen mekruhu işlemek, herhangi bir cezayı gerektirmese de üstün ve faziletli olan davranış tarzının terkedildiği anlamına gelir; bu sebeple kınamaya konu olabilir. Allah rızası için böyle bir davranışı terkeden kişi sevabı hak eder. Bu tür mekruha camiye veya bir toplantıya gidecek kimsenin çiğ soğan ve sarımsak gibi kokan şeyler yemesi örnek verilebilir. Zira Resül-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuş: “Soğan veya sarımsak yiyen kimse mescidimize yaklaşmasın (veya uzak dursun)”[5]


[1]İslam Araştırmaları Merkezi, Temel İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul, 2021 c 5, s 437

[2]Nesâi, “Eşribe”, 50

[3]Buhâri, “İmân”, 39; Müslim, “Müsâkât”, 107

[4] Buhâri, “Nikâh”, 46

[5] İslam Araştırmaları Merkezi, Temel İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul, 2021 c 5, s 438


Yorum Yap

Yorumlar