Peygamberler

03.11.2025

6

Peygamber Efendimize (sav) Karşı Aşırı Sevgi ve Muhabbet

“Peygamber Efendimiz (asm)’e ve ashâbına karşı aşırı sevginin sakıncası olur mu? Birine, ‘Cennette önce Efendimizi istiyorum; O’nu görmek, konuşmak istiyorum, cenneti de bu yüzden istiyorum.’ dediğimde bana, ‘Önce Allah, sonra Efendimiz.’ cevabını verdi. Bir insanın Rasûlullah’a karşı böyle bir sevgi duymasının herhangi bir sakıncası var mıdır?”

* *

*** ***

05.11.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Muhabbetin Kaynağı ve Yönü

1. Muhabbetin Hakikî Sahibi Allah'tır.

Kâinatın Özü: Bediüzzaman Hazretleri muhabbetin varoluşun temelini şöyle belirtir:

"Muhabbet, şu kâinâtın bir sebeb-i vücûdudur. Hem şu kâinâtın râbıtasıdır. Hem şu kâinâtın nûrudur, hem hayatıdır"1 

İnsandaki Sınırsız Sevgi: İnsanın kalbine kâinatı istila edecek bir muhabbetin yerleştirilmesi, bu sevginin nihayetsiz bir kemal sahibi olan Yaratıcı'ya lâyık olduğunu gösterir.

Geçici Sevgilerin Izdırabı: İnsan, muhabbetini nefsi, akrabası, milleti gibi geçici şeylere dağıttığında, o şeylerin yok oluşuyla sürekli ızdırap çeker. Bu durum, sevginin asıl sahibine yönlendirilmesi gerektiğini vurgular:

"Bütün o muhabbetleri topla, hakîkî sâhibine ver. Şu belâlardan kurtul."2 

Sevgideki Vasıta: Muhabbet hakikî sahibine (Allah'a) verildiğinde, diğer bütün varlıklar (eşya) O'nun (Allah'ın) nâmıyla ve aynası olduğu cihetle ızdırapsız sevilebilir. Yani, kâinata sarf edilen sevginin Allah sevgisinin bir yansıması ve sonucu olması gerekir.

2. Peygamber Sevgisi (a.s.m.) ve İman

"Sizden biriniz, beni babasından, evlatlarından ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe, tam anlamıyla iman etmiş olmaz.“3 

Bu hadis-i şerif, Hz. Peygamber'e (a.s.m.) duyulan sevginin imanın kemali için zaruri olduğunu açıkça belirtir. Bu sevgi, kişinin en yakını olan aile fertlerinin sevgisinden dahi üstün olmalıdır.

Aşırı Sevginin Sakıncası Olur mu?

Sorunuzdaki "aşırı sevgi" ifadesini, İslâmî çerçevede "makbul ve gerekli sevgi" ve "sakıncalı sevgi (şirk/aşırı yüceltme)" olmak üzere iki açıdan değerlendirebiliriz:

Makbul ve Gerekli Sevgi:

Sizin Peygamber Efendimiz'e (a.s.m.) yönelik duyduğunuz sevgi şu çerçevede değerlendirilmelidir:

  1. En Büyük Vasıtaya Duyulan Sevgi: Hz. Peygamber (a.s.m.) Rü'yet-i Cemâlullah meyvesini (Allah'ı görmeyi) ümmetine hediye getiren, en büyük rehber ve vasıtadır. Onu sevmek, bize Allah'ı tanıtan, Allah'a ulaştıran yolu sevmek demektir.

  1. Allah Sevgisinin Yansıması: Bir Mü'min, Allah'ı (c.c.) nihayetsiz cemal, kemal ve ihsan sahibi olduğu için sever. Hz. Peygamber (a.s.m.) de Allah'ın en büyük âyinesi (tecelligâhı) ve Allah'ın en çok sevdiği kuludur. Bu nedenle, O'nu sevmek, aslında Allah sevgisinin bir gereğidir ve O'nun getirdiği Nûr'a (İslâm'a) olan şükrün/şükranın bir ifadesidir.

  1. Cennet Arzusu: "Cennette önce Peygamber Efendimizi (sav)) istiyorum. Onu görmek, konuşmak istiyorum. Cenneti de bu yüzden istiyorum" demeniz, hadis-i şerif'in gerektirdiği yüksek bir bağlılığın ifadesidir. Cennet, Allah'ın rızasını kazanmak vesilesiyle O'nun cemalini müşahade etmek için arzu edilir. Hz. Peygamber'i (a.s.m.) görmek de cennetin en büyük ve en güzel meyvelerinden biridir.

Sakıncalı Sevgi (Şirk/Puta Tapma Derecesine Yükseltme)

Aşırı sevginin sakıncalı olabileceği tek nokta, sevgiyi İslam'ın tevhid anlayışına aykırı bir noktaya taşımaktır. Bu da:

a. Hz. Peygamber'i ulûhiyet makamına yükseltmek (hâşâ).

b. O'nu Allah'tan bağımsız bir güç kaynağı olarak görmek.

c. O'na duyulan sevginin Allah sevgisinden bağımsızlaşması. (Bu, ilk maddede izah edilen "muhabbeti, hakikî sahibine verme" ilkesine aykırıdır.)

Sizin ifadenizde böyle bir şirk tehlikesi veya sakınca bulunmamaktadır. Siz, en büyük saadetin kaynağına, yani Allah'ın rızasına ve cemaline giden yolda en büyük rehbere kavuşmayı arzu ediyorsunuz.

Cevap Olarak Verilen Sözün Anlamı

Size "Önce Allah, sonra Efendimiz" diye cevap veren kişinin kastı, muhtemelen sevginin hiyerarşisi ve gayenin önceliği ilkesidir. Bu, Risale-i Nur'un şu sözüyle tam olarak örtüşür:

"Madem öyledir, ey nefis! Aklın varsa bütün o muhabbetleri topla, hakîkî sâhibine ver... Ne vakit hakîkî sâhibine verdin, o vakit bütün eşyâyı onun nâmıyla ve onun aynası olduğu cihetle ızdırabsız sevebilirsin."4 

Nihai Gaye (Hedef): Allah'ın rızası ve cemali.

En Büyük Vasıta (Yol): Hz. Muhammed (a.s.m.) ve sünneti.

Bu açıdan bakıldığında, sizin sevginiz: Doğrudur, çünkü yukarıda zikrettiğimiz hadis-i şerif gereği en yüksek sevgiyi Peygamber'e (a.s.m.) yönlendiriyorsunuz.

Mütevazıdır, çünkü bu sevgi dolaylı olarak Cennet'in ve Allah'a kavuşmanın en büyük sebebi olan Peygamberi görme arzusundan beslenmektedir.

Özetle:

Resulullah'a (asm) karşı böyle bir sevgi duymada herhangi bir sakınca yoktur. Bu sevgi, imanın kemali için bir zorunluluktur ve Allah sevgisine giden en büyük ve en doğru yoldur.

"Enbiyâ ve evliyâyı sevmek, Cenâb-ı Hakk’ın makbûl ibâdı olmak cihetiyle, Cenâb-ı Hakk’ın nâmına ve hesabınadır. Ve o nokta-i nazardan ona âittir."5 

Ayrıca lütfen bakınız;

Her Şeyi Allah Namına Sevmek Ne Demektir? Bu Nasıl Gerçekleşir?

Muhabbet Kainatın Yaratılmasına Sebebtir

  1. Said Nursî, Hayrât Neşriyat, Isparta 2018, Sözler, s. 148.

  2. Said Nursî, Hayrât Neşriyat, Isparta 2018, Sözler, s. 149.

  3. Buharî, İman, 7.

  4. Said Nursî, Hayrât Neşriyat, Isparta 2018, Sözler, s. 149.

  5. Said Nursî, Hayrât Neşriyat, Isparta 2018, Sözler, s. 309.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız