Soru

Önceki Dinlerde Namaz / Namazın Farz Oluşu

Önceki dinlerde namaz ibadeti var mıydı? Varsa hangi peygambere kaç vakit ve kaç rekat farz kılınmıştır? Bizim namazımızın nasıl kılınacağı ilk nasıl cereyan etmiştir? Açık bir şekilde anlatabilir misiniz?

Tarih: 7.02.2025 13:30:13

Cevap

BEŞ VAKİT NAMAZIN FARZ KILINIŞI

Vahyin başlangıç döneminde -bazı kaynaklara göre Müddessir sûresinin 1-3. âyetleri nâzil olunca- Cebrâil (a.s.), Hz. Peygamber’i (sav) Mekke’nin yakınlarındaki bir vadiye götürmüş, orada fışkıran su ile önce kendisi, sonra Resûl-i Ekrem (asm) abdest almış, ardından Resûlullah’a (sav) namaz kıldırmıştır. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) sevinçli bir şekilde eve gelmiş, Hz. Hatice’nin (r.a.) elinden tutarak oraya götürmüş ve aynı şekilde onunla birlikte abdest alıp iki rek‘at namaz kılmışlardır.[1]

Beş vakit namaz; bir rivayete göre, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in Medine’ye hicretinden bir buçuk yıl önce, Mi‘râc gecesinde farz kılınmıştır.[2] Mirac gecesinin sabahında Cebrail Aleyhisselam inerek Sevgili Peygamberimize (sav) göstermek için, beş vakit namazı vakitlerinde imam olup kıldırdı. Hadis kitaplarında nakledilen farklı rivayetlere göre, akşam namazı dışındaki namazlar önce ikişer rek‘at (akşam namazı üç rek‘at) olarak farz kılınmış, hicretten kısa bir süre sonra öğle, ikindi ve yatsı namazlarının farzları dört rek‘ata çıkarılmıştır.[3]

Sevgili Peygamberimiz (sav) bu husustaki hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Cebrail bana Beyt’in (Kâbe’nin) yanında, iki kere, yani iki gün imam oldu. Güneşin zeval vaktinde, gölge bir nalın tasması kadar uzadığında, öğle namazını kıldırdı. Sonra, her şeyin gölgesi bir misli olunca, ikindi namazını kıldırdı. Sonra, oruçlu iftar ettiği (orucunu açtığı) zaman, akşam namazını kıldırdı. Sonra, şafak kaybolduğu zaman, yatsı namazını kıldırdı. Sonra, oruçluya yemek, içmek haram olduğu zaman, sabah namazını kıldırdı. Ertesi günü ise, öğle namazını, her şeyin gölgesi bir misli olduğu zaman kıldırdı. Sonra, ikindi namazını, her şeyin gölgesi iki misli olduğu zaman kıldırdı. Sonra, akşam namazını, oruçlu iftar ettiği (orucunu açtığı) zaman kıldırdı.”[4]

Hz. Peygamber (sav), “Namazı benden gördüğünüz gibi kılınız[5] diyerek namazların rek‘at sayılarını ve kılınış şeklini uygulamalarıyla öğretip açıklamıştır. Kendisine bu konuda soru soran bir kişiye, “İki gün bizimle kıl[6] diyerek onu uygulamalı olarak öğrenmeye yönlendirmiştir.

NAMAZIN ÖNCEKİ PEYGAMBERLERİN ŞERİATLARINDA OLMASI

Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. İsmail (a.s.) devamlı surette namaz kılarlardı. Zürriyetlerinden de namaza devamlı bir ümmet gelmesi için, Yüce Allah’a dua etmişlerdi. Hz. İshak (a.s.) ve Hz. Yakub (a.s.) da namaz kılarlardı. Hz. Şuayb (a.s.)’ın çok namaz kılışı, kavminin kendisiyle alay etmesine sebep olmuştu. Hz. Musa (a.s.) namazla memurdu. Namaz kılmaları hususunda, İsrâil oğullarından da kesin söz almıştı. Hz. Lokman (a.s.) namaz kılar, oğluna da bunu emrederdi. Hz. Zekeriyya (a.s.) namaza devamlı idi. Hz. İsa (a.s.) da namazla memurdu.[7]

Kur’ân-ı Kerîm’de hemen bütün ilâhî dinlerde namaz ibadetinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Âdem, Hz. Nûh ve Hz. İbrâhim’den sonra namazı terkeden nesillerin geleceği[8], Hz. Zekeriyyâ’nın namaz kıldığı[9], Hz. İbrâhim’in yanı sıra Hz. Lût, Hz. İshak ve Hz. Ya‘kūb’a namaz emrinin vahyedildiği[10], Hz. İsmâil’in halkına/ailesine namazı emrettiği[11], Hz. Lokman’ın oğluna namazı hakkıyla kılmasını öğütlediği[12], Hz. İbrâhim’in kendisini ve neslini namazı dosdoğru kılan kullarından eylemesi için dua ettiği[13], Hz. Mûsâ’ya Allah’ı anmak üzere namaz kılmasının emredildiği[14] ifade edilmektedir.

Her peygamberin şeriatında namaz kılınma şekli aynı olmadığı, nasıl kılınacağının da bizzat o kavmin peygamberinden öğrendikleri kaynaklarda ifade edilmiştir. Zira her peygamber ümmetine bir öğretmen ve rehber olarak gönderilmiştir.

Ayrıca lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/namazin-vakitleri

https://risale.online/soru-cevap/namaz-41

https://risale.online/soru-cevap/namazin-bes-vakit-olmasi


[1] İbn Hişâm, c.1, s. 243-245

[2] Buhârî, “Bedʾü’l-ḫalḳ”, 6; Müslim, “Îmân”, 259; Tirmizî, “Ṣalât”, 213

[3] Buhârî, “Ṣalât”, 1; Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 1, 3; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, c. 3, s. 19

[4] Mustafa Asım Köksal, Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam Ve İslâmiyet, Köksal Yayıncılık, İstanbul 2008, c.2, s. 234.

[5] Buhârî, “Eẕân”, 18; Dârimî, “Ṣalât”, 42

[6] Müslim, “Mesâcid”, 178; İbn Mâce, “Mevâḳītü’ṣ-ṣalât”, 1; Nesâî, “Mevâḳītü’ṣ-ṣalât”, 7

[7] Mustafa Asım Köksal, Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam Ve İslâmiyet, Köksal Yayıncılık, İstanbul 2008, c.2, s. 235.

[8] Meryem 19/59

[9] Âl-i İmrân 3/39

[10] el-Enbiyâ 21/73

[11] Meryem 19/55

[12] Lokmân 31/17

[13] İbrâhîm 14/40

[14] Tâhâ 20/14


Yorum Yap

Yorumlar