Namazdaki hareketlein anlamı ve hikmeti nedir? Oturarak veya sadece secde ederek kılınsa olmaz mıydı? Namazın kılınış şekli bizlere nasıl ulaşmıştır?
Fatiha suresi Kur’ân’ın bir fihristi bir hulasası olduğu gibi namaz da İslam dinindeki bütün ibadet çeşitlerini içinde taşıyan bir fihristedir. Namaz, diğer ibadetlerin hakikat ve manasını üzerinde gösterir. Mesela bedenin zekâtı olması yönüyle zekât ibadetinin; yeme içme gibi beşerî hallerden uzaklaşmak yönüyle de oruç ibadetinin numunesidir.
İnsan yer yüzünün halifesidir. Cenâb-ı hak tarafından diğer mahlukatın ustabaşısı ve onların üzerinde tasarrufa yetkili amirleri olarak gönderilmiştir. Bundan dolayı insan namaz kılmakla aynı zamanda diğer varlıkların ibadetlerini kendi ibadetleriyle birleştirir. Namazda bütün varlıkların şuurlu veya şuursuz olarak yapmış oldukları ibadetlerini Cenâb-ı Hakk’a takdim etme manası vardır. İnsan hem kendisi hem de onlar namına Cenâb-ı Hakk'a namaz ile bu ibadetleri takdim eder. Namazdaki rükû, secde gibi hareketlerin meleklerden hayvanlara ve ağaçlara kadar bütün mahlûkatın ibadetlerindeki hareketlerini yansıtması da bunun fiziksel yönünü teşkil eder.
Namazdaki hareketler, insanın Allah’a olan bağlılığını en güçlü şekilde ifade edebileceği ve ruhunu terbiye edebileceği bir düzen içindedir. Bu düzen, ilahî bir emirle Peygamber Efendimiz (sav) tarafından öğretilmiş ve nesilden nesile aktarılmıştır. Namazın içindeki hareketler, ruhsal ve zihinsel anlamını destekler ve onu eksiksiz bir ibadet hâline getirir. Rabbimiz: “Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.”[1] Buyurmuştur.
Namazdaki bazı hareketlerin daha iyi anlaşılması için misaller verelim;
Kıyam (Ayakta Durma): Allah’ın huzurunda bir kulun teslimiyetini ve saygısını temsil eder. Aynı zamanda kıyamda duran ağaçların ve dağların ibadet şekillerini temsil eder.
Rükû (Eğilme): Allah’a boyun eğmenin, kibri terk etmenin ve tevazunun ifadesidir. Kulun “Pek büyük olan Rabbim, her türlü eksikliklerden münezzehsin.” diyerek itiraf etmek eylemidir. İnsan bu hareketiyle kendini küçük görerek Allah’ın büyüklüğünü tasdik eder. Bir kısım hayvanların ve bir kısım meleklerin ibadet şekillerini temsil eder.
Secde (Yere Kapanma): İnsanın Allah’a en yakın olduğu an olarak tanımlanır. Tam bir teslimiyetle, kulluğun zirvesine çıkmaktır. Rabbimiz: “Secde et ve yakınlaş.” [2] Buyurmaktadır. İnsan bedenen alçalmakla yere kapanırken, ruhen ve kıymet olarak secde etmekle en yüksek mertebelere çıkar. Peygamber Efendimiz (sav): “Kulun, Rabbine en yakın olduğu hâl, secdeye varmış olduğu hâldir. Artık secdede duayı çokça yapınız.” [3] Diyerek secdeyi uzun tutmamızı ve dua etmemizi tavsiye etmiştir. Secde hâli, sürüngen hayvanlar ve secde eden melaikelerin ibadet şekillerini de temsil eder.
Namazın Neden Bu Şekilde Kılındığı Hususu
Namazın bu şekli bizzat Peygamber Efendimiz (sav) tarafından öğretilmiştir. Kur’ân’da, namaz kılınması emredilmiş, ancak detayları Hz. Peygamber (sav)’in sünnetiyle belirlenmiştir. O (sav), “Beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız, siz de öyle kılın.”[4] Buyurarak bu ibadetin nasıl yapılacağını sahabelerine öğretmiştir.
İbadetler, kişinin dinî inancının gereği olarak inandığı, güvendiği, sığındığı yüce varlığa bağlanışını, yönelişini, bahşettiği nimetler karşısındaki sevinç, minnet ve şükran duygularını ifade ettiği birtakım belirli ve özel davranışlardır. Eğer namaz sadece oturarak ya da sadece secde ederek olsaydı, ibadetin ruhu eksik kalabilirdi. Çünkü namaz, bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak insanı Allah’a yaklaştıran bir bütünlük içerir. Kıyam olmadan kulluğun dik duruşu eksik kalırdı, rükû olmadan tevazu gösterilemezdi, secde olmadan ise tam bir teslimiyet gerçekleşmezdi. Elbette herşeyden önce Yüce Rabbimiz, Sevgili Peygamberimize (sav) namazın şu anki kılınışını öğreterek, bu tarzda bir kulluktan razı olacağını bildirmiştir.
Bu konuda daha fazla bilgiler için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/onceki-dinlerde-namaz
https://risale.online/soru-cevap/namaz-kilmanin-onemi
https://risale.online/soru-cevap/namazda-akil-kalp-ve-ruhun-rahati