Cenab-ı Hak, her şeyi Levh-i Mahfûz'da yazılmış bir kadere, yani bir ölçü ve miktara göre yaratmıştır.1 Bu husus bir çok âyette ifade edilmiştir. Bir âyette mealen şöyle buyrulmuştur:
Allah, her dişinin neye gebe kalacağını ve rahimlerin neyi eksiltip, neyi ziyâde edeceğini bilir. Çünki O'nun katında her şey (kader olarak yazılı) bir ölçü iledir.2
Başka bir âyette de mealen şöyle denilmiştir:
Hiçbir şey de yoktur ki, onun hazîneleri yanımızda olmasın; artık onu ancak belli bir mikdarda indiririz.3
Allah Teâlâ başka âyetlerde de yağmuru belirli bir ölçü ile indirdiğini belirtmiştir.4
Bu âyetlerden anlaşıldığı üzere Cenab-ı Hak, bir şeyi yaratmayı murat ettiği zaman levh-i mahfûzdaki ölçüye göre yaratmaktadır. Her şey Cenab-ı Hakk'ın ezelî ilminde bir ölçü ile mevcuttur. Kudret, bu ölçüye göre o şeye hâricî bir varlık vermektedir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, bu hususu şu şekilde izah etmektedir:
Cenab-ı Hakk'ın ilminin bir nevi olan kader, her şeyin ma‘nevî ve özel bir kalıbı hükmünde bir miktar/ölçü tayin eder. Kaderde yazılan o ölçü, o şeyin var edilmesinde bir plan, bir model hükmüne geçer. Kudret, o şeyi yarattığı zaman, çok kolay bir şekilde kaderde yazılı o ölçüye göre icat eder. Eğer o şey, muhît ve hadsiz ve ezelî bir ilmin sâhibi olan Kadîr-i Zülcelâl’e verilmezse; binler müşküller, belki yüzer muhal, yani imkansız durumlar ortaya çıkar. Çünkü kaderde ve Allah'ın ilmindeki o ölçü olmazsa; binlerce hâricî ve maddî kalıpları, küçücük bir hayvanın cesedinde kullanmak lâzım gelir. Bu ise binlerce muhali barındıran imkânsız bir durumdur.5
Kaderin detaylı manası için bkz.
https://risale.online/soru-cevap/kader-ve-kazanin-manasi
Kaderin iki türü için bkz.
https://risale.online/soru-cevap/bedihi-ve-nazari-kader
Kamer Suresi 49.
Ra'd Suresi 8.
Hicr Suresi 21.
Mü'minûn Suresi 18; Şûrâ Suresi 27; Zuhruf Suresi 11.
Bediüzzaman Said Nursî, Lemalar, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2017, s. 203.

