Mezhepler

28.07.2015

5499

Âl-i İmrân 103. Âyetteki "Parçalanmayın" İfadesi ve Mezhepler

Âl-i İmrân 103. âyetteki "parçalanmayın" ifadesi mezhepleri mi kastediyor? Hiçbir mezhebe üye olmadan sadece Müslüman olarak bize mantıklı geldiği ve sünnette olduğu gibi ibadet etsek olur mu? Peygamberimiz de bir mezhebe bağlı olmadığına göre mezhep farz yada sünnet olur mu?

29.07.2015 tarihinde cevaplandı.

Cevap

İlgili âyet Kur'ân'da şöyle geçmektedir:

O hâlde hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın ve parçalanmayın! Hem Allah'ın size olan ni'metini hatırlayın! Hani (siz) (birbirinize) düşmanlar idiniz de (Allah) kalblerinizin arasını (İslâm ile) birleştirdi; böylece O'nun ni'meti sâyesinde kardeşler oldunuz. Hem ateşten bir çukurun kenarında (küfür içinde) idiniz de sizi oradan kurtardı. Allah, size âyetlerini böyle açıklar, tâ ki hidâyete eresiniz.1

Âyette Müslümanlara, ayrılığa düşmemeleri ve parçalanmamaları emredilmektedir. Bu konuda Katade şöyle demiştir: "Allah, sizlerin ayrılığa düşmenizi çirkin görmüş, sizi ondan sakındırmış ve size onu yasaklamıştır. Buna karşılık Allah sizin dinleyip itaat etmenizi, birbirinizle kaynaşmanızı ve bir cemaat olmanızı istemektedir. Sizler de gücünüz yettiği kadar kendiniz için Allah'ın razı olduğu durumu seçin."2

"Parçalanmayın" ifadesiyle Müslümanların birbiri arasındaki kardeşlik bağların kuvvetli olması işaret eden bu âyette mezheplerle alakalı bir durum söz konusu değildir. Nitekim mezhepler bir parçalanma değildir. Nitekim mezhepler bir bölünme değil, Kur’ân ve sünnete bağlı kalma gayretinin farklı ilmî yöntemlerle ortaya konmuş şekilleridir. Aksine, âyetin "Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın" emrinin hayata yansımış bir hali olarak, mezhepler Kur’ân ve sünneti doğru anlama ve yaşama konusunda ümmete rehberlik etmiştir.

Bir kimsenin “sadece Müslümanım, bana mantıklı geldiği ve sünnette olduğu gibi ibadet ederim” demesi niyet olarak güzel görünse de, pratikte ciddi zorluklar doğurur. Çünkü Kur’ân ve sünnette her ibadetin ayrıntısı açıkça tek tek sayılmamıştır. Namazın rekât sayıları, zekâtın hangi mallardan nasıl verileceği gibi konular sahabe ve sonraki dönem âlimlerin ilmî birikimiyle sistemli hâle gelmiştir. Mezhepler, işte bu birikimin düzenli ve güvenilir yollarıdır. Mesela, matematik öğrenmek isteyen bir öğrencinin “kitabı kendim okurum, öğretmene gerek yok” demesi mümkün olsa da, çoğu zaman öğretmenin anlattığı yöntemle konuyu öğrenmek daha sağlıklı olur.
Son olarak mezhebe uymanın farz ya da sünnet olup olmadığı meselesine gelince: Mezhebe bağlı olmak dinen farz veya sünnet olarak emredilmemiştir. Ancak mezhepsiz kalıp her meseleyi kendi başına çözmeye çalışmak da çoğu insan için sağlıklı değildir. Bu yüzden âlimler, “mezhep taklidi”ni dinin doğru yaşanması için güçlü ve güvenli bir yol olarak görmüşlerdir. Mesela, hasta olduğumuzda doktora gitmek farz değildir. Ama doktora gitmeden kendi kendine ilaç yazmak çoğu zaman zararlı olur. Mezhep de, dini hayatta alnının uzamanı olan âlimlerin rehberliğini kabul etmektir.

Kaynakçalar
  1. Âl-i İmrân 3 / 103.

  2. Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi, 2021, c. 2, s. 446.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız