Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, insanın içinde (enfüs) ve dışında (âfâk) olmak üzere temel iki başlık altında toplanmaktadır. Bu husus Kur'an-ı Kerim'de mealen şöyle belirtilmiştir:
Onlara hem âfâkda (kendi dışlarındaki âlemlerde), hem de kendi nefislerinde (enfüsde) delillerimizi göstereceğiz; tâ ki onun (o Kur'ân'ın) gerçekten hak olduğu onlara belli olsun! (Bu hususta) Rabbin yetmez mi ki, şübhesiz O, her şeye hakkıyla şâhiddir.1
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, bu âyetin tefsiri çerçevesinde kâinât denilen büyük âlem ve insan denilen onun küçük bir nümûnesinin, Allah’ın birliğine dair kudret ve kader kalemiyle yazılan âfâkī (dış âleme âit) ve enfüsî (insanın iç âlemine âit) deliller olduğunu söylemiştir.2
Buna göre ister enfesî ister âfâkî olsun bütün her şey, Cenab-ı Hakk'ın varlığına ve birliğine delildir. Ancak bu iki delil, kuvvet ve mahiyetçe birbirinden farklıdır. Âfâkî deliller, yani hâriçten ve uzaklardan alınan bilgiler, vehim ve vesveselerle doludur. Vicdân denilen şuûrlu fıtrattan çıkan enfüsî ve dâhilî bilgiler ise vehim ve ihtimâllerden temizdir. Dolayısıyla merkezden dışa, dâhilden hârice bakmak lâzımdır.3
Âfâktan gelen bilgilerin vehimlerle dolu olması, insanın dışındaki dünyanın çok çeşitli, detaylı ve derin olmasından kaynaklanmaktadır. Bu âlem üzerinde tefekkür edilirken detaylara boğulma ihtimali her zaman vardır. Ayrıca yanlış bakış açıları ile deliller yanlış anlaşılabilir. Mesela sathî bir bakış açısı, sebep ve sonuçların beraberce yaratılmasını yanlış anlayıp sebepleri gerçek fâil zannedebilmektedir. Bu nedenle insan, hâriçteki âlemi tefekkür ederken yüzeysel ve özet olarak düşünmeli, tafsilata geçmemelidir. Enfüsteki tefekkür ise kalp ile yapılan tefekkürdür. Uyanık ve ölmemiş vicdanın her zaman doğru söylemesinden dolayı buradan yapılan tefekkür temiz bilgiler verecektir.
Âfâkî ve enfüsî tefekkür arasındaki detaylı farklar için bkz.
https://risale.online/soru-cevap/tefekkur-2
Marifetullah'a ulaşma yolları için bkz.
https://risale.online/soru-cevap/marifetullahin-manasi
Fussilet Suresi 53.
Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2017, s. 79.
Bediüzzaman Said Nursî, Mesnevî-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2017, s. 111.

