Risale-i Nur Külliyatında Kastamonu Lahikası'nda sayfa 193'teki mektupta "Farzlarini yapan, kebireleri işlemeyen kurtulur" şeklinde geçiyor. Buradan hangi kebireleri anlamalıyız? İzah eder misiniz?
Büyük günahların sayısı hakkında âlimler yirmiden yedi yüze kadar farklı rakamlar söylemişlerdir. Büyük günahların en büyüklerine ekberü’l kebâir denir.
Bediüzzaman Hazretleri, büyük günahlar hakkında şöyle der:
“Kebâir çoktur; fakat ekberü'l-kebâir (büyüklerin en büyüğü) ve mûbikat-ı seb'a (yedi helak edici günah) tâbir edilen günahlar yedidir: Katl, zina, şarap, ukuk-u vâlideyn (yani kat-ı sıla-i rahim, anne-baba ile alakayı kesmek), kumar, yalancı şehadetlik, dine zarar verecek bid'alara taraftar olmaktır.”[1]
Bahsi geçen yerde asıl konu “takvanın öncelenmesi” olup esasında günümüzde her yeri istila etmiş olması sebebiyle kebâirden kaçınmanın kolay olmadığı vurgusudur. Bu itibarla Risale-i Nur talebelerinin salih amelden de önce kebâirden kaçmalarının hayatî önemidir.
Bediüzzaman Hazretleri, Kastamonu Lahikası’ndaki ilgili mektupta bu hususu şöyle ihtar etmektedir:
“Bu zamanda tahrîbât (manevi zararlar) ve menfî cereyân (dine muhalif durumlar) dehşetlendiği için, takvâ bu tahrîbâta karşı en büyük esâstır. Farzlarını yapan, kebîreleri işlemeyen, kurtulur. Böyle kebâir-i azîme içinde amel-i sâlihin ihlâsla muvaffakiyeti pek azdır. Hem az bir amel-i sâlih, bu ağır şerâit içinde çok hükmündedir.
Hem takvâ içinde bir nevi‘ amel-i sâlih var. Çünki bir haramın terki, vâcibdir. Bir vâcibi işlemek, çok sünnetlere mukābil sevabı var. Takvâ, böyle zamanlarda, binler günahın tehâcümünde (hücumunda) bir tek ictinâb (kaçınma), az bir amelle yüzer günah terkinde, yüzer vâcib işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta niyetiyle, takvâ nâmıyla ve günahtan kaçınmak kasdıyla menfî ibâdetten gelen ehemmiyetli a‘mâl-i sâlihadır.
Risâle-i Nûr şâkirdlerinin, bu zamanda en mühim vazîfeleri, tahrîbâta ve günahlara karşı takvâyı esâs tutup davranmak gerektir. Madem her dakikada, şimdiki tarz-ı hayat-ı ictimâiyede yüz günah insana karşı geliyor. Elbette takvâ ile ve niyet-i ictinâb ile, yüz amel-i sâlih işlemiş hükmündedir.”[2]
İlave malumat için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/farzlari-isleyip-kebairi-terk-eden-kurtulur
https://risale.online/soru-cevap/farzlari-isleyip-kebairi-terk-etmek
[1] Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 342.
[2] Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 193.