Soru

Marifetullah Nedir? Allah'ı Hakkıyla Bilmek ve Tanımak

Allah'ı hakkıyla bilmek tam manasıyla nedir? Marifetullahı nasıl anlamalıyız?

Tarih: 17.03.2025 06:45:04

Cevap

Marifetullah, isimleriyle, sıfatlarıyla ve eserleriyle Allah’ı tanımak ve nasıl bir yaratıcı olduğunu bilmek demektir. Marifetullah, afaki ve enfüsi seyr olmak üzere iki şekilde elde edilir. Afaki seyr, dış âlemdeki varlıklara bakarak marifetullahı elde etmek; enfüsi seyr ise, insanın kendi maddi ve ruhani varlığını düşünerek marifetullahı elde etmesi, yani Allah’ı tanımasıdır. Mesela bize verdiği göz ile "Basîr" ismini, kulak ile "Semî" ismini ve sair bütün isimlerini anlayabiliriz. O göz ile kâinatı inceleyerek âlemde Rabbimizi isim ve sıfatlarıyla tanımakla Marifetullah’ın nurlarına ulaşabiliriz.

Cenâb-ı Hak, âyet-i kerime’de: "(Ben) cinleri ve insanları, ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım!" [1]Buyurarak bize bu dünyaya gönderiliş amacımızı açıklamıştır. Allah'a hakkıyla ibadet edebilmek için O'nu tanımamız gerekir. Kişi tanımadığı birini sevemez ve ondan korkamaz. Bediüzzaman Hazretleri bu ayeti şöyle tefsir etmiştir: “Bu âyet-i uzmânın (büyük âyetin) sırrıyla, insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gāyesi; Hâlık-ı Kâinât’ı (kâinâtın yaratıcısını) tanımak ve O’na îmân edip, ibâdet etmektir. Ve insanın vazîfe-i fıtratı (yaratılış vazîfesi) ve farîza-i zimmeti (boynunun borcu), ma‘rifetullah ve îmân-ı billahtır (Allah’ı tanımak ve îmân etmektir) ve iz‘ân (iyice anlamak) ve yakīn (şübhesiz bilmek) ile vücûdunu ve vahdetini (birliğini) tasdîk etmektir.”[2]

İslamiyet ilme ve âlime çok ehemmiyet vererek âlimlerin âbidlerden daha üstün olduğunu vurgular. Çünkü, bilenler yaptığı ibadetleri şuurlu olarak yaparlar. Cenâb-ı Hak, âyet-i Kerime’de “…De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak (selîm) akıl sâhibleri ibret alır.” [3]Buyurarak ilmin önemini bizlere gösterir. Yine Fâtır Sûresi'nde "…  Kulları içinde Allah'dan ancak âlimler korkar…"[4] Buyurarak Cenâb-ı Hakk'ı tanıyanların ancak hakkıyla O'ndan korkacaklarını söyler.

İnsan Allah'ı tanıdıkça ahlâkı, hayatı ve ibadetleri düzelir. Kâmil insan olma yolunda ilerler. Niyâzî-i Mısrî'nin şu mısraları Allah'ı tanımanın önemini çok güzel özetlemektedir: "Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin,
İnsân-ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş."
Bu mısrâda Niyâzî-i Mısrî Hazretleri zâhid kişiye seslenmektedir. Zâhid, dünyadaki helâl lezzetlerden bile kendini soyutlayıp ibadete kendini adamış kimsedir. O zâhit kişiye hitâben: "Ey dünyadan elini eteğini çeken, namaz kılan, oruç tutan, hacca giden kimse! Bunları yaparak işinin biteceğini, görevini tamamladığını zannetme. Eğer kâmil insan olmak istiyorsan Allah'ı tanıman gereklidir." demektedir.


1] Zariat, 51/56

[2] Bediüzzaman Said Nursi, Şuâ‘lar Mecmuası, Altınbaşak Neşriyat, İstanbul 2013, s. 95

[3] Zümer, 39/9

[4] Fatır, 35/28


Yorum Yap

Yorumlar