Resûl-i Ekrem’in dünyasında hayvanların önemli bir yeri vardı. Rahmet Elçisi, bindiği hayvanları sever, önemser ve onlara özel isimler verirdi. Hz. Peygamber’in Mürteciz isminde bir atı; Ufeyr veya Ya’fûr isminde bir eşeği; Düldül, Şehbâ ve Beydâ isimlerinde katırları; Kasvâ ve Ced’â isim lerinde develeri vardı. 1
Bununla birlikte Allah Resûlü, insanlarla iç içe yaşaması dolayısıyla kediyi ev halkından saymıştır.2 Ebu Hureyre(ra) Efendimize kedilerin babası manasına gelen "Ebu Hureyre" lakabını veren de Peygamberimizin (sav) kendisidir. Yine bir hadisinde “Kedi pis değildir. Çünkü o, her zaman aranızda dolaşan hayvanlardandır.”3 buyurmuştur.
Dolayısıyla Sevgili Peygamberimiz (sav) hususen kedilerin beslenmesine bir yasak koymamıştır. Lâkin kendisi hane-i saadetinde yani evinde özel bir yer ayırıp daimi bir kedi beslediğine dair bir rivayet görülmemektedir. Yasaklayan bir rivayet de bulunmamaktadır.
Müslim, Îmân, 49; Ebû Dâvûd, Cihâd, 156; Nesâî, Menâsikü’l-hac, 187
İbn Hanbel, v, 310
Ebû Dâvûd, Taharet, 38/75; Nesâî, Tahara, 54; İbn Mâce, Tahara, 32