A. İslâmiyet, Kur'ân-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler Açısından Fazileti
Delâ'ilü'l-Hayrât, içeriği itibariyle Peygamber Efendimiz'e (asm) salât ve selâm getirmeye odaklanmış bir eserdir. Bu ise bizzat Allah'ın emri ve teşviki altındadır.
1. İlahî Emre İtaat
Ahzab Sûresi, 56. Âyet'in ifadesi ile salavât getirmek imanın bir gereği ve doğrudan ilahî emre uymaktır:
Muhakkak ki Allah ve melekleri, o peygambere salât ederler. Ey îmân edenler! (Siz de) ona salât edin ve (ona) teslîmiyetle selâm verin!1
2. Katlanmış Rahmet ve Sevap Kazanma
Hadis-i Şerif uyarınca, getirilen her bir salâvata karşılık on kat rahmet (salât) ile muamele görmek büyük bir fazilettir. Delâ'ilü'l-Hayrât'ın önsözünde belirtildiği gibi, düzenli okuyanlar çok sevap kazanırlar.2
Kim bana bir salât ederse, Allah ona on salât eder ve kendisinden on hata silinir.3
3. Şefaat ve Mağfiret Vesilesi
Hadis-i şerifte geçen vesileyi istemek ile bağlantılı olarak, Peygamberimiz'e (sav) )salât getirerek O'nun makamına dua eden kimseye O'nun şefaatinin vâcip olacağı belirtilmiştir. Ayrıca zikredilen faziletler arasında Hz. Peygamber’in (sav) )şefaatine nâil olmak ve günahların affedilmesi yer almaktadır.
Ezanı işittiğiniz zaman, müezzinin söylediklerinin aynısını siz de söyleyin. Sonra bana salâvat getirin. Çünkü bir kimse bana bir defa salâvat getirirse, Allah buna karşılık ona on defa salât eder. Daha sonra benim için Allah’tan vesîleyi isteyin. Çünkü vesîle, cennette Allah’ın kullarından bir tek kuluna lâyık olan bir makamdır. O kulun ben olacağımı umuyorum. Benim için vesîleyi isteyen kimseye şefatim vâcip olur.4
4. Ahlakî Gelişim
Yine Delâil-i Hayrat eserinin önsözünde, salavât okumanın kötü huyları terk edip iyi huylar edinmeye vesile olacağı vurgulanmıştır.
B. Risale-i Nur Bakış Açısıyla Fazileti
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, salavâtı rahmet-i İlâhiyeye ulaşmanın en kolay ve en parlak yollarından biri olarak görmektedir:
1. Rahmet Hazinesinin Anahtarı
Salavât, Risale-i Nur'un ifadesiyle, Allah'ın rahmet hazinesine açılan en kolay kapı olarak gösterilmiştir:
Hazîne-i rahmetin en kıymetdar pırlantası ve kapıcısı Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en kolay bir anahtarı da salavâttır."5
2. Rahmeten li'l-Âlemîn'e Ulaşma Vesilesi
Peygamber Efendimiz'in (asm) Rahmeten li'l-Âlemîn (âlemlere rahmet) unvanını taşıdığı belirtilmiştir. Risale-i Nur'da şöyle geçmektedir:
Bu Rahmeten li’l-Âlemîn olan rahmet-i mücessemeye vesîle ise, salavâttır.6
Yani Salavât, O'na ulaşmanın ve dolayısıyla rahmete mazhar olmanın en temel aracıdır.
3. Ümmetin Duasına Katılım
Ümmetin getirdiği salavâtların, Peygamberimizin (asm) bütün dualarına ve özellikle saadet-i ebediye hususundaki duasına gayet kuvvetli ve umûmî bir "âmîn-i dâimî ve bir iştirâk-i umûmî" olduğu ifade edilmiştir. Salavât okumak, tüm beşeriyetin ebedî saadeti için yapılan bu büyük duaya ortak olmaktır.
C. Risale-i Nur Talebelerinin Vird Edinmesi
Delâilü’l-Hayrât’ı okumakta ve vird edinmekte hiçbir sakınca yoktur, aksine teşvik edilen bir ameldir.
Temel Prensip: Risale-i Nur'un salavâta verdiği büyük önem (rahmete ulaşmak için en kolay bir anahtar ve Rahmeten li'l-Âlemîn'e kavuşmaya bir vesile olarak görülmesi), bu tür bir eseri vird edinmenin tamamen Risale-i Nur mesleği ile uyumlu olduğunu gösterir.
Hazret-i Üstadın Tatbikatı: Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri'nin bizzat kendisinin, Delâ'ilü'l-Hayrât'ın özünden ve ek bazı dualardan oluşan ve "Delâilü'n-Nur" adını verdiği bir metni hem kendisine özel bir vird edindiği hem de talebelerine tavsiye ettiği bilinmektedir.
Delâ'ilü'l-Hayrât aslen salavât mecmuası olduğundan, Risale-i Nur talebelerinin bu büyük salavât metnini (veya Üstad'ın tanzim ettiği Delâilü'n-Nur'u) vird edinmeleri, rahmet kapısını çalmanın ve Peygamber Efendimiz'e (asm) olan bağlılığı pekiştirmenin faziletli bir yolu olarak görülmektedir.
Ahzâb, 33/56
Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c. 3, s. 102
Müslim, Salât, 11

