Soru

Risale-i Nur'da Cevşen Bahsi

Risale-i Nur'da Cevşen'e dair ne gibi izahlar var?

Tarih: 16.12.2009 00:00:00
Okunma: 16806

Cevap

Cevşen, Cebrail (as) tarafından indirilmiş, içinde Allah’ın bin bir ismi ile yapılan bir dua ve münacattır. Cevşen’in başında da yer alan ve Hz. Ali ve evladları kanalıyla ulaşan rivayet şöyledir:

“Allah Resûlü, Uhud savaşı günü savaş meydanına doğru yürürken, gözlerini semaya dikti. Mevla'sından meded diledi. O esnada göklerin kapıları açıldı ve Cebrail (as) nurlarla kuşanmış bir vaziyette yanına geldi. Efendimiz'e: Allah sana selam söylüyor ve buyuruyor ki; bu zırhı çıkar da bu duayı oku. Bunu okuduğun ve yanında taşıdığın zaman bilesin ki bu dua zırhtan daha tesirli ve faydalıdır, dedi. Allah Resuûlü: 'Kardeşim Cibril! Bu sadece bana mı yoksa hem bana hem de ümmetime midir?' diye sordu. Cibril dedi ki: Ya Resulallah! Bu dua, Yüce Allah'tan sana ve ümmetine bir hediyedir."

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde Cevşenü’l-Kebir’den bahsetmiş, faziletlerini anlatmış ve okunmasını tavsiye etmiştir.

Risale-i Nur’da Cevşen’den bahsedilen mühim yerler şöyledir:

1-Cevşen’deki Esma-i İlahiye Kur’an’dan Çıkmıştır.

“Kur'anın hakikî ve tam bir nevi münacatı ve Kur'andan çıkan bir çeşit hülâsası olan Cevşen-ül Kebir…” (Şualar, 11. Şua)

2-Cevşen Peygamberimiz’in En Yüksek Dua ve Münacatıdır.   

“Hem (Resul-ü Ekrem asm.ın) binler dua ve münacatlarından Cevşen-ül Kebir ile, öyle bir marifet-i Rabbaniye ile, öyle bir derecede Rabbini tavsif ediyor ki; o zamandan beri gelen ehl-i marifet ve ehl-i velayet, telahuk-u efkâr ile beraber, ne o mertebe-i marifete ve ne de o derece-i tavsife yetişememeleri gösteriyor ki, duada dahi onun misli yoktur.”(Şualar, 7. Şua)

3-Cevşen Vahiyle Cebrail (as) Tarafından Getirilmiştir.  

4- İçinde Allah'ın Binbir İsmi vardır.

Binbir esma-i İlahiyeye sarihan ve işareten bakan ve bir cihette Kur'andan çıkan bir hârika münacat olan ve marifetullahta terakki eden bütün âriflerin münacatlarının fevkinde bulunan ve bir gazvede "Zırhı çıkar, onun yerine bu Cevşen'i oku" diye Cebrail vahiy getiren "Cevşen-ül Kebir" münacatı içindeki hakikatlar ve tam tamına Rabbine karşı tavsifler, Muhammed'in (A.S.M.) risaletine ve hakkaniyetine şehadet ettiği gibi…” (Şualar, 15. Şua)

5- Cevşen Al-i Beytin Feyiz Kaynağı ve Ümmete Mirasıdır.

Âl-i Beytin manevî ve gâyet mühim bir mirası ve bir maden-i feyzi olan Cevşenü'l-Kebir'i…” (Sikke-i Tasdik, 28. Lema)

6-Cevşen’in Bin Çeşit Faydası Vardır.

“Yüz hasiyeti ve faidesi bulunan Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendî'yi veya bin hasiyeti bulunan Cevşen-ül Kebir…” (Lemalar, 17. Lema)

7-Cevşen’in En Yüksek Faziletleri Peygamberimize ve Nadir Şahıslara Mahsustur.

“Bir bîçare vesveseli ve hassas ve dinsizlerle görüşen bir adam, meşhur dua-i Nebevî olan Cevşen-ül Kebir hakkında ve akıl haricindeki sevab ve faziletine dair bir hadîsi görmüş, şübheye düşmüş. Demiş: "Râvi, Ehl-i Beyt'in imamlarındandır. Hâlbuki hadsiz bir mübalağa görünüyor. Meselâ içinde der: Bu duaya Kur'an kadar sevab verilir. Hem göklerdeki büyük melaikeler, o dua sahibini gördükçe, kürsîlerinden inip ona pek büyük bir tevazu ile hürmet ederler. Bu ise, aklın ve mantığın mikyaslarına gelmez." diye, Risale-i Nur'dan imdad istedi. Ben de Kur'andan ve Cevşen'den ve Nurlardan gayet kat'î ve tam akıl ve hikmete mutabık bir cevab verdim. Size gayet kısa bir icmalini beyan ediyorum. Şöyle ki, ona dedim:…

'Her gün bütün ümmet kadar hasenat ona işlenen ve bütün ümmetin saadetlerine yardım eden ve ism-i a'zamın mazharı ve kâinatın çekirdek-i aslîsi, hem en mükemmel ve câmi' meyvesi olan Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, o duanın kendi hakkında o azîm mertebesini görmüş, ona haber veren Cebrail Aleyhisselâm'dan işitmiş, başkalarını kendine kıyas etmiş veya edilmiş. Demek o pek fevkalâde ve acib sevab, Zât-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) velayet-i kübrasından ona gelmiş. Küllî, umumî değil. Belki o duanın mahiyetinde böyle hârika bir kıymet var ve ism-i a'zam mazharı olan zâtın tebaiyetiyle başkalara dahi o sevab mümkündür; fakat gayet ehemmiyetli şartları var, yalnız okumak kâfi gelmez.”
(Emirdağ Lâhikası-1)


Üstad ve Risale-i Nur’un Cevşen’le Münasebetleri.

1-Risale-i Nur Bir Yönden Cevşen’den Doğmuştur.

"Kur'andan tereşşuh eden ve bir cihette Cevşen'den feyiz alan ve tevellüd eden Resail-in Nuriye…” (Şualar, 15. Şua)

2- Üstad Bediüzzaman 1922’den (Yeni Said Döneminden) İtibaren Cevşen’i Her Gün Okumuştur.

3- Üstad Cevşen’i Kendine Üstad Edinmiştir.

4- Talebelerine Okumalarını Tavsiye Etmiştir.


On üç seneden beri (1933'de söylüyor) ism-i Âzamla beraber binbir Esma-i İlahiye içinde bulunan Cevşenü'l-Kebir ile ve o Esma ile ulûm-ı Kur'âniyenin hazinesini açan yüz yirmi risaleyi o Esma'nın feyziyle Kur'ân'a tefsir yapan ve yirmi dört saatte yüz yetmiş defa Sekine ve ism-i Âzam denilen Esma-i Sitte-i Meşhureyi bin üç yüz mükerrer âyatla okuyan ve Âl-i Beytin manevî ve gâyet mühim bir mirası ve bir maden-i feyzi olan Cevşenü'l-Kebir'i kendine üstad eden ve bidâyette her günde bir defa bazan iki üç defa tamamını okuyan ve talebelerine tavsiye eden âdam, Risale-i Nur müellifidir.” (Sikke-i Tasdik, 28. Lema)

5-Cevşen’in Ezberlenmesini Memnuniyetle Desteklemiştir.

“Nur iskelesinin nâzır-ı bînaziri Sabri-i Basiret-basîr'in hususî mektubunda yazdığı mübarek bir hemşiremin Cevşen-ül Kebir'i ezber etmesi; eskiden beri o hemşire, Risale-i Nur talebeleri içinde bulunduğuna istihkakını gösteriyor.”
(Kastamonu Lâhikası)

6-Üstad Cevşen Okumakla Zehirlerden Kurtulmuştur.

“Münafık düşmanlarımın maddî ve manevî zehirlerine karşı gerçi Cevşen ve Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend beni ölüm tehlikesinden, belki yirmi defa kudsiyetleriyle kurtardılar.”
(Emirdağ Lâhikası-1)

7- Üstad Cevşen’i, İmam Gazali ve Zeyneleâbidin’den Ders Almıştır.

8- Cevşenü’l Kebir Vasıtası İle Hz. Ali ve Hz. Hüseyin’le Manevi İrtibatı Olmuştur.

İmam-ı Gazalî, Zeynelâbidîn (R.A.) -hususan Cevşen-ül Kebir münacatını bu iki imamdan ders almışım- ve Hazret-i Hüseyin ve İmam-ı Ali'den (Kerremallahü Vechehu) aldığım ders, otuz seneden beri, hususan Cevşen-ül Kebir'le daima onlara manevî irtibatımda, geçmiş hakikatı ve şimdiki Risale-i Nur'dan bize gelen meşrebi almışım”. (Emirdağ Lâhikası-1)

9- Cevşen’in Basılmasından ve Nurcuları Nurlandıracağından Büyük Sevinç Duymuştur.

10-Cevşen Nurcular'ın Ehemmiyetli Bir Virdidir.

“Nazif büyük bir hayır yapmak için Nurcuların ehemmiyetli bir virdi olan Cevşen-ül Kebir'i makine ile teksir etmiş. ...İnşâallah yakında o mübarek Cevşen-ül Kebir, Nurcuları şavkıyla tenvir edecek.” (Emirdağ Lâhikası-2)


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar

çok guzel açıklamışşınız. MAŞALLAH
Gönderen: ALİ SAGMAK
Tarih: 20.08.2014 16:51:09