Soru

Cennetin Tabakaları / Cennetin Farklı Tabakalarında Bulunanlar Birbirleriyle Nasıl Görüşecekler?

Cennette 8 tabaka olduğunu duyuyoruz. Bu tabakalar nelerdir? Bir de Cennetin tabakalarını nasıl anlamalıyız? Sekiz katlı bir bina gibi mi düşünmeliyiz? Yoksa herkes aynı Cennette olacak ama aldıkları zevk ve sahip oldukları nimet cihetiyle mi farklı tabakalar olacak? 

Tarih: 2.03.2025 07:25:48

Cevap

Cennet, Âdem (as)'ın dolayısıyla Âdemoğlunun asıl vatanıdır. Allah’ın mümin kulları için hazırladığı mükâfat yeridir. Cennette hiçbir üzüntü ve keder yoktur. Sevinç içinde ebedi kalınacak bir yerdir. Dünyanın bin sene mesudane hayatı, cennetin bir saatine denk gelmez. Hem cennetin dahi bin senesi Allah’ın cemalini bir saat görmeye karşılık gelmez. Demek cennette nimet içinde nimet vardır. Peki, cennete girecek olanlar kimlerdir? Elbette mü’minlerdir.

Cenâb-ı Hak, mü’minleri tanımlarken; “Onlar ki gayba inanırlar[1] buyurmuştur. Gayb; kalplerde, zihinlerde mevcut olsun veya olmasın, gözlerden gizli kalan her şey demektir. Bize gaybdan haber veren en büyük bilgi kaynaklarından birisi hiç şüphesiz  Allah’ın kelamı Kur’ân-ı Kerim’dir. O halde biz de ona müracaat edelim. Rabbimiz yüce kelamında şöyle buyurur:

“Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî olarak kalıcı oldukları cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaad etti. Allah’ın rıdvânı (râzı olması) ise daha büyüktür! İşte büyük kurtuluş budur!”[2]

“Takvâ sâhiplerine vaad edilen cennetin misali şöyledir: Orada (zamanla hiçbir vasfı) bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve sâfî baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada meyvelerin her çeşidi ve Rablerinden bir mağfiret vardır.”[3] 

“Muhakkak ki îmân edip sâlih ameller işleyenler ise, iman etmeleri sebebiyle Rableri, onları altlarından ırmaklar akan Naîm cennetlerinde (mükâfatlandıracağı doğru bir yol üzere) hidayete erdirir.”[4]

“Artık, yapmakta olduklarına bir karşılık olarak onlar için göz aydınlığı olacak olan (nimetler)den nelerin saklandığını kimse bilmez.”[5]

"(İman edip) güzel amel işleyenlere daha güzel karşılık (olarak Cennet), bir de ziyâde (Allah'ın cemâline mazhar olmak) vardır! Ve onların yüzlerine ne bir karalık bulaşır, ne de bir aşağılık! İşte onlar Cennet ehlidirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar."[6]

Ebedî saadetin müjdecisi olan Resulullah Efendimiz (sav) yukarıdaki âyet-i kerimelerin tefsiri mahiyetinde şunları söylemiştir:

"Allah Teâlâ, ‘Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği nimetler hazırladım’ buyurdu.”[7]

“Şüphesiz mümin için cennette, altmış mil yükseklikte içi boş inciden yapılmış bir çadır vardır. Orada müminin gidip ziyaret ettiği aileleri vardır. Fakat bu aileler birbirlerini görmezler.”[8]

Allah’ın yaratmış olduğu güzelliklerin keşşafı, dellalı ve seyircisi olan Resulullah Efendimizin (sav) bunlar gibi daha birçok müjdesi varken başka delil aramaya gerek yoktur.

Cennetin Tabakaları

Cennet hakkındaki çeşitli hadis-i şeriflerden yola çıkarak cennetin sekiz tabaka olduğu söylenmiştir. Cennet'in sekiz tabakası birbirinden yüksek oldukları halde hepsinin damı Arş-ı A'zam'dır. Nasıl ki koni şeklindeki bir dağın etrafında, birbiri içinde, birbirinden yüksek, zeminden zirvesine kadar daireler bulunsa; o daireler birbirinin üstündedir fakat birbirinin güneş görmelerine mani olmaz, birbirinden geçebilir, birbirine bakar. Öyle de cennetlerin buna yakın bir tarzda olduğuna hadislerin çeşitli rivayetleri işaret ediyor.

Cennet'in en yüksek tabakasının Firdevs Cenneti olduğu bir hadis-i şerifte şöyle bildirilmiştir:

"Şüphesiz cennette yüz derece vardır. Allah onları Allah yolunda mücahede edenler için hazırlamıştır. İki derece arasındaki uzaklık, gökle yer arasındaki uzaklık gibidir. Siz Allah'tan cenneti  istediğinizde, O'ndan Firdevs'i isteyin! Çünkü o, cennetin en ortası ve en yücesidir"[9]

Bu hadiste, Firdevs'in cennetin hem en ortası, hem de en yükseği olarak belirtilmesi cennetin koni şeklinde olduğu tespitini doğrulamaktadır.

Cennetin sekiz tabakasının isimleri, sırası ve oralara kimlerin gireceği konusu ayet ve hadislerde açıkça bildirilmemiştir. Kur'ân'da zikredilen cennetin çeşitli isimlerinin bu tabakaların da ismi olması muhtemeldir. Bu isimler ve Kur'ân'daki bahisleri, sıralama olmaksızın şöyledir:

Cennetü'l Firdevs: "Şüphesiz, iman edip güzel amel işleyenler için konak olarak firdevs cennetleri vardır." (Kehf, 107)

Cennetü'l Adn: "Şüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel işleyenler yok mu, işte onlar mahlûkatın en hayırlısıdırlar. Onların mükâfâtı Rableri katında adn cennetleridir ki onların altlarından nehirler akar, orada onlar ebedî kalıcıdırlar." (Beyyine, 8)

Cennetü'n Naîm: "Beni naîm cennetine girenlerden eyle!" (Şuârâ, 85)

Cennetü'l Me'vâ: "İman edip güzel amel işleyenlere gelince, onlar için me'vâ cennetleri vardır." (Secde, 19)

Dârü's Selâm: "Hâlbuki Allah dârü's-selâm'a çağırıyor ve O, dilediği kimseleri dosdoğru bir yola hidayet eder." (Yunus, 25)

Cennetü'l Huld: "De ki: “(Başınıza gelmesi muhakkak olan) bu (netîce) mi hayırlıdır, yoksa takvâ sâhiblerine va'd edilen (ni'metleri aslâ kesilmeyecek olan) Huld Cenneti mi? (Orası) onlar için bir mükâfât ve bir varış yeridir.” (Furkân, 15)

Dârü'l Mukâme:  “O (Rab) ki, lütfundan bizi dâru'l mukame'ye, (asıl) oturulacak yurda (Cennete) yerleştirdi. (Artık) orada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de orada bize bir usanç dokunur.” (Fâtır, 35)

İlliyyîn: "Hayır! Şübhe yok ki ebrârın (özü sözü tertemiz, hayırlı insanların amel) defteri, elbette İlliyyîn'dedir." (Mutaffifîn, 18)

Cennet ehli, cennetin hangi tabakasında olduğunu bilecek fakat tabakalar arasında seyahat ve ziyaretler serbest olacaktır. Yani cennetteki herhangi biri Sevgili Peygamberimiz (asm) ile görüşmekten mahrum kalmayacaktır.

Cennetin aşağı tabakalarında olanlar dahi hadsiz nimetlere kavuşacaklar ve kimsede "niye ben daha yukarıya çıkamadım" diye bir kanaatsizlik olmayacaktır. Herkese bulunduğu makama razı olma duygusu ihsan edilecektir. Ayette geçtiği gibi Allah onlardan razı, onlar da Allah'tan (ve verdiklerinden) razı olarak cennette bulunacaklardır. Çünkü cennette gam, keder, elem ve hüzün yoktur. Kur'ân'da geçtiği üzere, ehl-i cennet şöyle derler:

"Sonunda (Cennete girince) derler ki: “Bizden üzüntüyü gideren Allah’a hamd olsun!"[10] 


[1] Bakara, 2/3.

[2] Tevbe, 9/72.

[3] Muhammed (sav), 47/15.

[4] Yunus,10/9.

[5] Secde, 32/17.

[6]Yunus, 10/6.

[7] Buhârî, Bed’ül-halk, 8.

[8] Müslim, Cennet 23-25, Tirmizî, Cennet 3.

[9] Buhari, Cihad, 4.

[10] Fâtır, 35/34.


Yorum Yap

Yorumlar