Risale-i Nur bağlamında, zarara kendi rızasıyla gidene merhamet edilmez hükmünü, şefkat tokatları ile doğrudan ilişkilendirmek isabetli görünmemektedir. Zira bu iki kavram arasında mahiyet ve netice itibarıyla önemli farklar vardır. Şöyle ki:
Bir insan bilerek ve isteyerek harama, günaha veya dalâlete yönelir; İlâhî ikazlara, nasihatlere ve ihtarlara rağmen yolunu değiştirmezse, bu tercihin doğurduğu zararlar noktasında merhamet edilmez kaidesi geçerli olur ve o kişiye merhamet nazarıyla bakılmaz.
Buna karşılık şefkat tokatları, iman ve hizmet dairesinde bulunan, hâlisâne niyetle çalışan kimselerin zaman zaman gevşeklik, usanma veya hizmette kusur gibi hâller yaşamaları sebebiyle maruz kaldıkları terbiyeci ve ikaz edici bir muameledir. Bu tokatlar, kişiyi hizmetten uzaklaştırmak için değil; aksine uyanışa sevk etmek, toparlanmasını sağlamak ve yeniden hizmete yönlendirmek maksadı taşır. Bu yönüyle şefkat tokatlarında, zarara kendi rızasıyla gidene merhamet edilmez kaidesinin aksine, İlâhî merhametin izi ve eseri açıkça görülmektedir.

