Cumhuriyet yönetimi İslâma uygun mudur?
“Cumhur "topluluk, halk”tan yapma mastar eki -iyyet ile cumhūriyyet; millet hâkimiyetine dayanan ve bu hâkimiyetin milletin temsilcisi olarak seçilen milletvekilleri ve başlarındaki cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğü devlet idâresi şekli”[1] demektir. Tanımdan da anlaşıldığı şekilde cumhûriyyet; halkın seçmesi neticesinde yöneticilerin belirlenmesi ve bu şekilde bir yönetim demektir. Yani halkın seçtiği hükümetin veya şahsın kendilerini yönetmesidir.
Cumhûriyyetin bu şekli gerçekten tatbik edildiğinde İslâm’ın ruhuna uygundur. Dolayısıyla İslâm’a da uygundur.
Bediüzzaman Hazretlerine göre Hz. Ebu Bekir (ra) ile başlayan raşid halifelerin dönemi olan yönetim şekli cumhuriyettir. Ama ana merkez İslâm’dır.
Bunu şu şekilde ifade etmektedir:
“Hulefa-i Raşidîn (dört halife) hem halife hem reis-i cumhur (cumhurbaşkanı) idiler. Sıddık-ı Ekber (Hz. Ebu Bekir ra.) Aşere-i Mübeşşere'ye (Cennetle müjdelenen on büyük sahabeye) ve Sahabe-i Kiram'a elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi (İslâmî hürriyeti) taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler."[2]
Demek ki tarafdar olmamız gereken ve İslâma uygun olan cumhuriyet:
1- Yönetimin halkta ve onun temsilcilerinde olduğu,
2- Adaleti hakiki olarak uygulayan,
3- İslâm'ın insana tanıdığı hürriyetleri sağlayan,
4- Dindarlık manası taşıyan
bir cumhuriyettir.
Daha detaylı malumat için aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz:
https://risale.online/soru-cevap/ustad-bediuzzamanin-demokrasiye-bakisi
https://risale.online/soru-cevap/bediuzzamanin-cumhuriyet-tarafdarligi