Soru

İslâm'da Şakalaşmak / Hz. Peygamberin (sav) Yaptığı Şakalar / Sünnete Uygun Gülmek

İslâm'da şakalaşmanın ölçüsü nedir? Caiz midir? Hz. Peygamber (sav) şaka yapar mıydır? Bunun örnekleri var mıdır? Ayrıca sünnete uygun olan gülüş şekli tarzı nasıldır? Kahkaha caiz mi dir? 

Tarih: 6.01.2025 00:14:55

Cevap

İslâmiyet, ölçülü olmak şartıyla şakalaşmaya izin vermiştir. İslâmi ölçüleri korumak şartıyla, şaka hem dinlendirici, hem de insanlar arasında muhabbet ve sevginin artmasına yardımcı olur. Dinimiz şakayı tecviz edip uygun görmüştür. Hadis kitaplarının hepsinde bu bahse yer verilir. 

Sevgili Peygamberimiz Aleyhissalatü vesselamın yaptığı şakalara örnek olarak şunları söyleyebiliriz:

Ashâbın günlük hayat içindeki şakalaşma ve eğlenmelerine zaman zaman Peygamberimiz (sas) de katılıyor ve insanları rahatlatıyordu. Hadis kitaplarında gerek Peygamberimizin (Aleyhissalatü vesselam) gerekse sahâbenin şaka ve eğlencelerine dair bol miktarda rivayet görmek mümkündür. Meselâ, Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred’inde, Ebû Dâvûd’un Sünen’inde, Tirmizî’nin Sünen’inde, Nesâî’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sında, İbn Mâce’nin Sünen’inde, Dârimî’nin Sünen’inde, İbn Hıbbân’ın Sahîh ’inde mizahla ilgili rivayetler için müstakil bölümler açılmıştır. Hadis kitaplarındaki bu bölümlerde Hz. Peygamber’in (Aleyhissalatü vesselam) aile ve toplum hayatında insanlarla doğal ve sevecen bir iletişim içerisinde olduğunu gösteren çok sayıda rivayet nakledilmiştir.

Meselâ, Hz. Peygamber’in (Aleyhissalatü vesselam) yanında çocukluğunu geçiren ve ona on yıl hizmette bulunan Enes b. Mâlik (ra), Allah Resûlü’nün (Aleyhissalatü vesselam) kendisine zaman zaman şaka yaptığını ve hatta bir keresinde, "Ne haber iki kulaklı?" dediğini anlatmaktadır. Allah Resûlü (Aleyhissalatü vesselam), kuşu öldüğü için üzgün duran Enes’in kardeşiyle de, "Ey Ebû Umeyr, kuşcağızdan ne haber?"  diye şakalaşmış ve gönlünü almıştı.

Bir gün adamın birisi Hz. Peygamber’e (Aleyhissalatü vesselam) gelerek, "Ey Allah’ın Resûlü, beni bir hayvana bindir!" dedi. Hz. Peygamber (Aleyhissalatü vesselam) de "Biz seni bir dişi devenin yavrusuna bindirelim." diye şaka yaptı. Espriyi anlamayıp şaşıran adam, "Ey Allah’ın Resûlü! Ben dişi devenin yavrusunu ne yapayım?" deyince Peygamber (Aleyhissalatü vesselam), "Her deveyi bir dişi deve doğurmuş değil midir?"  diye cevapladı.

Sevgili Peygamberimiz (Aleyhissalatü vesselam) çevresindeki her yaştan ve kesimden insanla bu türden diyaloglar kurardı. İnsanlarla olan rahat iletişimi etrafındakilere de kendisine şaka yapma rahatlığı bahşetmişti.

Meselâ, Avf b. Mâlik el-Eşcaî Tebük Savaşı’nda Resûlullah’ın (Aleyhissalatü vesselam) çadırına gelip selâm vermiş, Allah Resûlü (Aleyhissalatü vesselam) de, "Gir." diye seslenmişti. Avf b. Mâlik çadırın küçüklüğünü ima ederek, "Tamamen mi gireyim yâ Resûlallah!" demiş, Hz. Peygamber (Aleyhissalatü vesselam) de, "Evet, tamamen gir."  diye karşılık vermişti. 

Peygamberimiz (sas) bir gün torunları Hasan ve Hüseyin’i iki omuzuna oturtmuş hâlde ensardan bir topluluğun sohbet meclisine girdiğinde onu bu hâlde görenler, "Atınız ne kadar güzelmiş!" diye şaka yapmaktan kendilerini alamamışlardı. Her ne kadar oradakiler, Hasan ve Hüseyin’e hitap etmişse de Hz. Peygamber (Aleyhissalatü vesselam), "Onlar da ne iyi binicidirler!" diye şakaya karşılık vermişti.

Bu örnekler Resûl-i Ekrem’in (Aleyhissalatü vesselam) insanlara duyduğu sevgi ve muhabbeti ortaya koymaktadır. Onun insanlarla şakalaşması, bu tür hareketlerin hafiflik olmadığını ve ağırbaşlılıkla çelişmediğini göstermektedir. Sahâbeyi anlatan, "Birbirlerine karpuz atıp şakalaşırlardı. Ciddi meselelerde ise işlerinin adamı olurlardı." ifadesi ve;

"Sahâbe gülerler miydi?" sorusuna, İbn Ömer’in (ra), "Evet! Kalplerindeki iman da dağlardan daha büyüktü." şeklindeki cevabı tam da bunu ifade etmektedir.

Sevgili Peygamberimizin (Aleyhissalatü vesselam), "Kul, şaka yaparken yalan söylemeyi ve doğru da olsa gösterişi terk etmedikçe gerçekten iman etmiş olmaz." sözü ise kişinin dindarlığına zarar veren şeyin şakalaşmak olmadığını, şakacıktan da olsa yalana tevessül edilmesi olduğunu bildirmektedir.

İbn Uyeyne, "Mizah kötü müdür?" sorusuna, "Aksine sünnettir." diye cevap vermiş, "Ancak, güzel ve nezih yapıldığı sürece..." diye de eklemiştir.

Şaka yaparken bile olsa Müslüman’ın doğruluktan ayrılmaya hakkı yoktur. Allah Resûlü (Aleyhissalatü vesselam), "Ben, her zaman sadece doğruyu söylerim." dediğinde bu inceliği kaçıranlar ona, "Yâ Resûlallah! Sen bize şaka yapıyorsun ama!" demişlerdi de Peygamber (Aleyhissalatü vesselam) ısrarla, "Ben, her zaman sadece doğruyu söylerim." buyurmuştu.

Sünnete uygun olan gülmek nasıl olmalıdır?

Tebessüm, fazla ses çıkarmadan, en fazla dişlerin bir kısmının görülebileceği şekilde olan gülmektir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de böyle gülerdi. Gülmesinde kahkaha gibi aşırılık olmazdı.

Hazret-i Âişe vâlidemiz şöyle buyurur:

“Hazret-i Peygamber’in (Aleyhissalatü vesselam) küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü hiç görmedim. O sadece tebessüm ederdi.” [1]

Birçok sahâbînin rivâyetine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz insanların en güzel huylusu olup en nâzik davrananıydı. Her zaman mütebessim idi. Yüzünde parıldayan bir aydınlık ve nûr vardı.

Yahudî âlimlerinden Abdullah ibn-i Selâm, hicrette merakla Allah Resûlü’nü sormuş, vech-i mübâreklerine bakınca da:

“Bu yüz yalan söylemez!” diyerek Müslüman olmuştu. [2]

 

Şaka ile ilgili daha önce yazılmış cevabımıza göz atabilirsiniz;

https://risale.online/soru-cevap/sakalasmanin-olcusu

Sevgili Peygamberimiz Aleyhissalatü vesselam'ın görünüş ve ahlakıyla ilgili olarak lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/peygamerimizin-sav-gorunus-ve-ahlaki

[1] Buhârî, Edeb, 68; Müslim, İstiska, 16

[2] Tirmizî, Kıyâmet, 42/2485; İbn-i Mâce, Et’ime 1, İkâmet 174


Yorum Yap

Yorumlar