RİSALE-İ NUR

07.08.2025

0

Fani Varlıklarda Bulunan Beka/Sonsuzluk Tecellisi

"Ey nâdân nefsim! Bil ki, çendân dünya ve mevcûdât fânîdir. Fakat her fânî şeyde, bâkîye îsâl eden iki yol bulabilirsin. Ve cân u cânân olan Mahbûb-u Lâyezâl’in tecellî-i Cemâlinden iki lem‘ayı, iki sırrı görebilirsin. An şart ki, sûret-i fâniyeden ve kendinden geçebilirsen"

On Yedinci Söz'deki yukarıdaki metinde geçen iki yoldan kasıt nedir?

* *

*** ***

16.08.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Her fânî şeyde, bâkîye îsâl eden iki yol bulabilirsin. Bu yollar şunlardır:
Birincisi: Nasıl ki, akan bir nehrin üzerindeki su kabarcıklarında gökteki güneşin küçük bir misali görünür. O su kabarcıklarıyla birlikte o misali küçük güneş de kaybolur gider. Fakat o nehir üstündeki misali güneşlerin kaybolup gitmesi yukarıdaki gerçek güneşin devamlılığına işaret eder. Aynen bunun gibi fani mevcudatın vefat edip göz önünden kaybolup gitmesi, baki olan Allah’ın varlığının devamlılığına işaret eder.

“Allah’ım! Yalnız sen Bâkîsin ve senin ibkān ile mevcûdât bekā bulabildiğini bilip i‘tikād ederim. Öyle ise, senin muhabbetinle onlar sevilir. Yoksa alâka-i kalbe lâyık değiller.”1  

İkincisi: İnsanın fıtratında bulunan ebedi yaşamak arzusu gösteriyor ki; bu ebediyet hissini ruhumuza, kalbimize yerleştiren birisi var. Bu ebediyet duygusunu veren öyle bir zat olması lazımdır ki; kendisi baki olsun ve bizi beka boyasıyla boyayabilsin.

“İnsanlar fıtraten Hâlik’ını pek ciddî severler. Ve onların Hâlik’ı onları hem sever, hem kendini onlara her vesîle ile sevdirir. Ve insanın isti‘dâdı ve cihâzât-ı ma‘neviyesi, başka bir bâkî âleme ve ebedî bir hayâta bakıyor. Ve insanın kalbi ve şuûru, bütün kuvvetiyle bekā istiyor. Ve lisânı, hadsiz duâlarıyla bekā için Hâlik’ına yalvarıyor. Elbette ve her hâlde o çok seven ve sevilen ve mahbûb ve muhib olan insanları, dirilmemek üzere öldürmekle, ebedî bir muhabbet için yaratılmışken, ebedî bir adâvetle gücendirmek olamaz. Ve kābil değildir. Belki başka bir ebedî âlemde mes‘ûdâne yaşamaları hikmetiyle, bu dünyada çalışmak ve onu kazanmak için gönderilmişlerdir. Ve insana tecellî eden isimlerin bu fânî ve kısa hayâttaki cilveleriyle, âlem-i bekāda onların aynası olan insanlara olacak ebedî cilvelerine işâret ederler.
Evet ebedînin sâdık dostu, ebedî olacak. Ve Bâkî’nin âyîne-i zîşuûru, bâkî kalması lâzım gelir.2 

 

“Evet, her bir zîhayatta bulunan hıfzu’l-hayat hissi, vücûdun ebedî bir bekāya, ism-i Hayy-ü Hafîz-i Bâkî’nin tecellîsine incirâr edeceğine (çekileceğine) delâlet (işaret) eder.”3  

  1. Bediüzzaman Said Nursi, Hayrat Neşriyat, Isparta 2019, Lem’alar, s. 11.

  2. Bediüzzaman Said Nursi, Hayrat Neşriyat, Isparta 2019, Sirac’ün-Nur, s. 12.

  3. Bediüzzaman Said Nursi, Hayrat Neşriyat, Isparta 2020, Mesnevi-i Nuriye, s. 184.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız